TUT KOLLARIMDAN
Tesadüf olamaz bu olanlar, ancak tevafuk,
Yalancı değil gökyüzü, yalancı değil bu ufuk; Onların içtenliğine şahit yine kendileri, Görmedim yalanlarını ilk günümden beri. Önceleri kaderin ipi ucunda bir uçuşma, Peşinden hadiseler ve enfes buluşma. Gezerken ulu ortalarda belalı, çatık kaş, Buldum seni, zihnim sarhoşlar gibi salaş. Ve neden sonra, seni sevdiğimi anladım, Sanaydı her yöneliş, sanaydı her adım... Maskeliler gibi, yalanların kapısına ben, Gidemezdim, itiraf için değilken erken. Ve nihayet, pak niyetim beni güldürdü, Lakin bilmem, acaba neden güldürdü, Efkarımın yerini ümit mi bürüdü yavaştan, Yoksa yüzümü mü gıdıkladı içimde yanan? Suallere karşılık, ancak senden beklerim, Zihnim talan oldu bak, ekler de eklerim. Kalmadı kararım inan, mecalim kalmadı, Tut kollarımdan, ölüm beni hala almadı... Salih Duysak |