yorgun yatak
Bazen çıkamıycak
kadar yorgun uyanıyorum, gücümü toplamak için sırtüstü bekliyorum yatağımda, çok önceden çökmüş hayatlar üzerinde birşeyleri tutmaya çalışan beyaz tavanı seyrederek… Sonra birden kızarmış tavuk çekiyor canım, yanında bira belki, tavuğun canı ne çekiyor bilmiyorum, ve birşey itiyor beni çıkıyorum yataktan… Güneş temizlenmiş doğarken, insan kirlenmiş uyanıyor, temizlenmek için duşa giriyor… Diş fırçası seni kendine getirir, ağzına soktuğun sürece… Kahve fincanına tutunuyor insanlık işe gidebilmek için, ya da okula, ne farkeder, okul işe hazırlıktır, servis yine vardır, ve müdür, ve patron, ve arkadaşların bu kez daha yaşlı, sağlıksız görünürken, ve flörtler, ve kadınlar, ince çorap giyerler yine, kısa etekleriyle, tanıdıkları erkek sayısına oranla filozoflaşırken daha kolaydır, erkeklerse aptallaşır, menzilden çıkamadan evlenirler, ve tenefüs, ve molalar, ve son zil sesiyle paydos… Çalışmak için okurken bazen okumak için çalışırsın, arada fark yok gibidir… Herşey sayılır ve ölçülür, renkler, işgücü, güzellik, seks, çocuklar, başarı, dişler, tatil günleri, mutluluk, zaman, hayat… Bazen çıkamıycak kadar yorgun uyanıyorum, girdiğim yorgun yatağımdan… |