**** FISILTI ****
Biraz bekle,
İki ağacın altında sonsuzlukla konuşuyorum. Aklıma sığmıyor düşlerin centilmen yenilgileri Bunun için zamanın ötesinden masallar toplayıp Düşlerimi sarmaya çalışıyorum… Karanlık dokunuyor göğün tezgahlarında Aşılmaz yollar gözyaşlarıyla ıslatıyor geceyi Yolumdaki umut Bir avuç ay ışığına yoldaş Yıldızlarla sevişiyor çılgınca Işığa sığınak karanlık Usulca sokuluyor geceye Ana rahmine düşüyor sevda. Söyle haydi göğsümdeki şaki Bozkırlarımın terli şarkılarını Toprak kokusunu namluya sürüp Fırlat kelimelerimin gün dönümüne Binlerce tomurcuk serpilsin erguvanların gölgesine Sürgün versin aşka yazacağım sözler Gizli isyanlarım döllensin Feveran eden tenimde. Uykularımdan sıyrılan eski bir hüzün Güze çalıyor şimdi Ve biliyorum anılarımın telaşlı heyecanları yok artık. Eskimeye yüz tutmuş masanın üstüne uzanıp Gökkuşağına uzanmaya çalışan çocuk sesleri de yok artık Bildiğim tek ezber Dudak kenarımdaki sessizlik Dokunulmayan el Dinmeyen özlem Ve soluğumu kesen bildik bir gece. Adı yedi iklim olan sevmek… Heceler bırakıyorum lal olmuş dilimle Ellerine bulaşan sevdaya Parmaklarına sinen Tütün kokusunu çekiyorum içime Ülkemdeki en güzel baharı hatırlıyorum Dağlara düşen güneş yankılandıkça Susuzluğum geliyor aklıma Her yudumda Dudağımdaki şafağı uyandırıyorum Güneş düşüyor içime… Biraz bekle, Gözlerime taktığım mahcup ve duru senle geliyorum Biraz daha bekle Sana doğru tenim soğumadan Binbir hüznün içinden Sevdamın sevabıyla geliyorum. |
biri,,bir satırlık tarif edebilir,,
bir diğeri satırlara sığamaz,,
anlamak gerek yaşamak için,,
ve en az bunun kadar anlatabilmek gerek karşıya,,ki o da yaşayabilsin,,