Mecit dost, Berlin'de piknik yapar, gülerek oyanayarak, Mehmet Ziya dost ise atıyla kılıcıyla kuşanmış çimlerinden geçer tüm haşmetiyle... Üstatların atışması bu işte... Pürnur olduk, coştum şiirlerle, atışmalarla, güzel dostluklarla... Hece şiirinin iki ustalar ustasından ne kadar güzel diyaloglar... İkinizin de kaleminden öpüyorum... Kalınız sağlıcakla...

Benim güle oynaya gectigim gâvur ellerini sen yalin kilic gecememissin.

Demek ki neymis? :)))))

Matkap varken, duvari illa da kafamla delecem demenin manasi ne? :)))

Iyisimi, sen KILICINI KININA KOY.
Bu devirde isler MASA BASINDA hallediliyor.

DEViR DEGiSTi daa :))

Vaaay.

Siirlerin Ziyasindan böyle yaldizli iltifat her kula nasip olmaz.

Teveccüh etmissiniz, tesekkür ederim.

Bir cümlenden alinmamin bizi getirdigi noktaya baktigimda Ibrahim Ethem Hazretlerinin dizeleri aklima geliyor, dört dizede takilip kaliyorum;

Hak serleri hayreyler,
Zannetme ki gayreyler
Mevlâ görelim neyler,
Neylerse güzel eyler...

EYVALLAH...

sen ellerin havada geçtin orayı
bense eli yalınkılıç

sen bırak piknik yapmayı valizindeki çöpü bile gümrüğünü vererek geçtin

bense atımın ayakları altında ezdim geçtim oraları

naber:)))

Sen Viyana'ya piknige gitmek icin hazirlik yapadur. Ben 32 sene önce Viyana'yi da gectim, Berlin'in göbeginde piknik yapiyorum.

Ayinesi istir kisinin lafa bakilmaz, dostum.

Golü yedin mac bitti, kaderine küs :)))

Teşekkür ederim bilmukabele

ee astığım sayfada daha da değerlendiler

sevgi saygılarımla her dem

Siirlerin tek kelime ile mükemmel.
Caktirmadan sayfama yapistirttim daa :))

Sen yorgunsundur muhtemelen. Zamanini gasbetmeyeyim. Öbür tarafta hak diye karsima cikarsin sonra :))

HAYIRLI AKSAMLAR DOSTUM.

Sohbet icin tesekkürler...

dörtlüğe bak dörtlüğe:))


Yıkmak için ülkemi sapar binbir tekniğe,
Bin çakalına bedel bir Sivas’ın Kangal’ı,
Toparlan gidiyoruz Viyana’ya pikniğe,
Ozan’a haber verin ateşlesin mangalı.

Viyanaya pikniğe gidiyoruz yarın hadi bakalım:))

"amannn
yazdıkları da okuyana biraz cesaret verse

dermanı kesiliyor okuyanın:))"

Yumuşak huylu isem kim demiş uysal koyunum;
Kesilir belki, ama çekmeye gelmez boynum.

Mehmet Akif ERSOY

CESARET dedin mi orada duracaksin. Trabzon Bayburt'a pek uzak sayilmaz daa :))

MANGAL

Soysuzu halay çeker analar döker yaşı,
Sözde meclis kurulur bilmem hangi şehirde.
Yavrum öksüz gezerken havlıyor itin başı,
Mete’nin ruhu sızlar Maveraünnehir’de.


Bin yıl geçse değişmez haçlının zihniyeti,
Sürüyle gelirlerdi şimdi kör bir maşayla.
Yediği tokatlardan öç almaktır niyeti,
Ne idüğü belirsiz tasmalı bir paşayla!


Fitneyi görmeyenin kötü olur ahiri,
Haine kucak açan iflâh olmaz bilesin.
Ne Atam ne Şehidim hoş bulmaz zevahiri,
Mirasını kullanan ona rahmet dilesin.


Zamane Türk gençliği ayaküstü uyuyor,
Dostu düşmanı bilmez aklı fikri oynaşta.
Vekil ettiğim kişi benliğimle oynuyor,
Vatanıma göz diken iblis ile sırnaşta.


Eşekten doğar katır cinsiyeti üremez,
Çektirme kılıcımı murdar ederim seni.
Asalet tohumundan zehirli ot türemez,
Çanakkale içinde Anzak’lardan sor beni.


Adalettir görevim yüreğim cihan şümul,
Ezelimin ervahı titretir bu alemi.
Uyansın artık o ruh yığılsın kumul kumul,
Şairi kızdırmayın mızrak olur kalemi.


Yıkmak için ülkemi sapar binbir tekniğe,
Bin çakalına bedel bir Sivas’ın Kangal’ı,
Toparlan gidiyoruz Viyana’ya pikniğe,
Ozan’a haber verin ateşlesin mangalı.

DÜŞÜNEN ADAMLA HASBİHAL

"Üstadım hiçbir şey düşündüğün gibi değil"


Derdin nedir arkadaş dalma fazla derine?
Halimi soruyorsan bildiğin gibi değil.
Çakallar kral oldu Aslan’ların yerine
Gözümden akar yaşım, bildiğin gibi değil.


Vatandaşım çaresiz umut bağlar Anka’ya(!)
Emeklisi, işçisi borçlu birçok bankaya
Gülücükler dağıtır pişkin pişkin Çankaya(!)
Doyurmuyor maaşım, bildiğin gibi değil.


Sırtlanlar yemek için birbiriyle yarışır
Tilki kümes peşinde, sansar ile barışır
İş parsaya gelince ortam biraz karışır
Belâya girdi başım, bildiğin gibi değil.


Yetki verdim birine oyumu alıp kaçtı
Zokayı yutan balık gözünü çok geç açtı
Kurtların sofrasında meze olmayı seçti
Ondandır bu telâşım, bildiğin gibi değil.


Evlâdım şehit düştü evim ıssız, virane
Yetkili ağızlardan her gün aynı terane
Hüzünlenen yüreğim söyletir şairane
Çatladı sabırtaşım, bildiğin gibi değil.


Ne olacak şaşırdım versen bana bir akıl
Bu gidişle ülkemde ne taş kalır, ne çakıl
Bari sen keyfine bak kafana göre takıl
Daim çatıktır kaşım, bildiğin gibi değil.


Al eline sopayı çek bunlara bir dayak
Kırılsın kemikleri ne kol bırak, ne ayak
Al beni de yanına kafam olmadan kıyak
Sarsıldı temel taşım, bildiğin gibi değil.





Bu heykelin niye dikildiğini soran kişilere
başhekim şöyle cevap verir:
Hastane dışındakilerin durumu içerdekilerden
daha kötü, bu heykel onların durumu ne olacak
diye düşünüyor.


m.ziya dinç
26.09.2011

Oldu olacak, sayfamiz senlensin...

Mehmedim...

Akımış KARAymış rengine bakmaz,
YILANın başını ezer MEHMEDiM,
Şehidin kanını yerde bırakmaz,
Yeniden bir destan yazar MEHMEDiM...

Yumuşak atların çiftesi pektir,
Laf anlamayanın hakkı kötektir,
Peygamber ocağı dünyada tektir,
Kızdımı çok kötü kızar MEHMEDiM...

VATAN, BAYRAK için canımız feda,
Dinle! bak, ne diyor? bize ŞUHEDA,
Dillerde TEKBiRLER; En güzel NiDÂ,
Hainlere çukur kazar MEHMEDiM...

Bunca şehit verdik kanıyor yaram,
Kandan beslenene acımak haram,
Af ile insafla hoş degil aram,
Aklımdan geçeni sezer MEHMEDiM,

O nöbet tuttukça batmaz hiç güneş
Millete evlattır, her gençe kardeş
Her sehit mezarı bağrımda ateş
Gördükçe hasretim azar MEHMED´iM...

Hain plan yapmış masa başında,
Adice, alçakça hayal peşinde,
Amaç; bizi bölmek! budur düşünde,
Oynanan oyunu bozar MEHMEDiM...

Gözler bulutların ta ötesinde,
Aslanım çakalın tam ensesinde,
Yakında Kandilin en tepesinde,
Yanık bir türküyle gezer MEHMEDiM...

Mecit Aktürk


Dalgalanır ALSANCAĞIM...

Avrupalı değilmişiz! Böyle demiş üç beş kindar
Sebep belli! Türk Müslüman, devlet güçlü, halkı dindar
Bakarkör mü, nedir bunlar? nere baksa orda Türk var

Dalgalan Ey ALSANCAĞIM! gökyüzünü öpe öpe,
Sana kefen biçenleri yok ederiz tepe tepe...

İşiniz hep yalan dolan, aç tarihi oku ul.n!
Bak gör kimler zulüm etmiş, kim sömürmüş etmiş talan,
Oysa benim ecdadımdan şan şereftir bana kalan...

Dalgalan Ey ALSANCAĞIM! gökyüzünü öpe öpe,
Sana kefen biçenleri yok ederiz tepe tepe...

Ağzınız hep köpük köpük, insan biraz hicap duyar,
Barışgücü! askeriniz acımadan cana kıyar,
İllâ kavga diyorsanız, kaçan namert, bize uyar...

Dalgalan Ey ALSANCAĞIM! gökyüzünü öpe öpe,
Sana kefen biçenleri yok ederiz tepe tepe...

HASTA ADAM iyileşti, beklemiyor kapınızda,
Hem alçak hem nankörsünüz, ihanet var yapınızda,
Sömürdünüz her ülkeyi, kan izi var tapunuzda...

Dalgalan Ey ALSANCAĞIM! gökyüzünü öpe öpe,
Sana kefen biçenleri yok ederiz tepe tepe...

Soykırımmış bilmem neymiş, hiç durmadan hep ürdünüz,
Tarihi de tahrif edip, değerini düşürdünüz,
Her sabırın bir sonu var, bak sonunda taşırdınız...

Dalgalan Ey ALSANCAĞIM! gökyüzünü öpe öpe,
Sana kefen biçenleri yok ederiz tepe tepe...

Zor lokmayız, yutulmayız, haddini bil! bizi bırak,
Afganistan, Filistin´de, Karabag´da olana bak,
Her acının gözyaşının sebebi siz, sizin tuzak...

Dalgalan Ey ALSANCAĞIM! gökyüzünü öpe öpe,
Sana kefen biçenleri yok ederiz tepe tepe...

Ahlâksızlık dendiğinde sizler her an hazırdınız,
Bilinen şey, şaşırmadım, özürlü ve mazurdunuz!
Temizlik ne bilmezdiniz, kirinizi kazırdınız...

Dalgalan Ey ALSANCAĞIM! gökyüzünü öpe öpe,
Sana kefen biçenleri yok ederiz tepe tepe...

Siz Yahudi doğrar iken, bağrımıza basmışız biz,
Nerde sizde utanacak, özür dileyecek o yüz,
Ben yazarım, ben okurum, anlamıyor koca öküz,

Dalgalan Ey ALSANCAĞIM! gökyüzünü öpe öpe,
Sana kefen biçenleri yok ederiz tepe tepe...

Çan çalarken vatanımda, bakın! sizde suskun ezan,
Vicdanlı üç beş kişi var, içinizde doğru yazan,
Var mı sizden daha dönek, daha sinsi, oyun bozan?

Dalgalan Ey ALSANCAĞIM! gökyüzünü öpe öpe,
Sana kefen biçenleri yok ederiz tepe tepe...

Dostluk, barış, bilmezsiniz, bildiğiniz zulüm, hile,
Derdiniz ne biliyoruz, savaşınız İslâm ile,
Ben doğarken batan güneş, doğma artık!..güle güle...

Dalgalan Ey ALSANCAĞIM! gökyüzünü öpe öpe,
Sana kefen biçenleri yok ederiz tepe tepe...

Ozan, ağır olmadı mı? hakettiler ben de yazdım,
Gördüm kurulan tuzağı, tereddütsüz hemen bozdum,
İki yüzlü olanları defterimden çoktan çizdim...

Dalgalan Ey ALSANCAĞIM! gökyüzünü öpe öpe,
Sana kefen biçenleri yok ederiz tepe tepe...

Son sözüm sana arkadaş! düsmanını iyi tanı,
Fırsat bulsa ezer bunlar, affetmezler hiç hatanı,
Yapılacak şey bellidir; çiğnetmemek bu VATANI...

DALGALAN SEN ŞANLI BAYRAK! EY GÖKLERiN NAZLI SÜSÜ...
ECDADIMIN YADiGÂRI, ŞEHiDiMiN SON ÖRTÜSÜ...

Mecit AKTÜRK

SÖZDE KARDEŞ

...Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
...Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.



Kardeş dedik adına nerede kardeşliğin?
Sıkılmadan gidersin peşinden kalleşliğin,
Hani vefakârlığın nerede özdeşliğin?
Düz yoldan eğri yola it sapar bilmez misin?


Biliyorum ben senin sinende atan hini,
Meğer ezelden beri içinde saklar kini,
Aklını başına al ruh çağırmadan cin’i,
Sürüden ayrılanı kurt kapar bilmez misin?


Bölücülük niyyeti durum ortada kain,
Sözde özerklik ister pkk denen lain,
Kendini adam sanar resmi mücerret hain,
İhaneti kuduran, it yapar bilmez misin?


Hangi boş vaatlerle inanırsın zındığa,
Uluç vatanseversen gömseydin ya sandığa!
Şuursuzca yaptığın sığar mı hiç mantığa?
Etsiz kuru kemiğe, it tapar bilmez misin?


Kurtuluş savaşında düşmanı senle vurduk,
Ayyıldızın altında cumhuriyeti kurduk,
İstiklâl marşı ile bayrağa selam durduk,
Soysuz itin peşine, it kopar bilmez misin ?


Ne işi var çocuğun elinde sapanla taş,
Sahip ol vatanına akmasın gözünden yaş,
Ortalık karışırsa ne kafa kalır ne kaş,
Taşan nehrin önünden, set kopar bilmez misin?




..Aklı selim vatanperverlere sözümüz olamaz.
Amma velâkin,itin peşinden gidenlere bir sözümüz
olacak elbet..

BU : ŞEREF//SİZE

..Halka çağrı yapıyor soysuz itin eniği,
..İtlere tören ister haçlı bitin yeniği..


Ben ki; bir cihanşümul yayılmış şan, şerefim!
Ben ki; içi gülistan, erdemliyim, Arif’im!
Ben ki; ezelden beri insanlıkta zarifim!
Ben ki; Tanrı dağına yazılmıştır tarifim!


Şeref’e kafa tutar, arsıza bak arsıza
İpsizi sorsam nerde, gösterir şeref/sizi
Yol şaşırmış develer uyarlar yularsıza
Cehennem sapağına, kıstırır Araf sizi.


Başıboş bırakılmış her yerde atar nutuk
Ağzından salya akar kudurmuş, aklı yitik
Seyreder bizimkiler gözü kör, dili tutuk
Zaman gelir yargılar, astırır Arif sizi.


Kutsalımda istemem kokuşmuş pis leşini
Çıkarır aç kurtlara yediririm döşünü
And olsun ki; bir gürzle bitiririm işini
Gürzüm ağırdır benim, kusturur tarif/sizi.


Bir sözüm var dinleyin, kardeş bildiğim millet!
Aklınızı çelmesin pkk denen illet
Yetmedi mi kaç yıldır yaşadığınız zillet?
Kandırıpta peşinden, koşturur herif sizi.



Koyamaz kimse benim topraklarıma haciz
Ne hürriyetime şerh, ne sınırıma taciz
İdareci olanlar kalırsa buna aciz
Canlanır asil ruhum susturur şeref/sizi.



MehmetZiya
31 ekim 2011
trabzon

Kime yazdigina bagli. KISKANCLIGINDAN tüm siirlerimi okumamissin galiba :)))

YETER ARTIK!...

Dilimizde tüy bitti KARDEŞLiK diye diye...
Yetmedi mi akan kan, bu terör bu kin niye?
Bu VATAN ecdadımdan bana KUTLU hediye...

Herkes seçsin safını, safları şaşırmayın!
YETER ARTIK! , Milletin sabrını taşırmayın...

Sanmayın ki bu millet size boyun eğecek,
Her kırılan fidanla yeni canlar doğacak,
Akıttığınız bu kan önce sizi boğacak,

Ya GÖZYAŞI ya SEVİNÇ, cevabı şaşırmayın!
YETER ARTIK! , Milletin sabrını taşırmayın...

Gaye HAK aramaksa yolu açık Meclisin,
Kölesi olmuşsunuz APO denen iblisin,
Gözü üzerinizde MEHMEDiMiN, polisin?

Ya İNAT ya PİŞMANLIK, cevabı şaşırmayın!
YETER ARTIK! , Milletin sabrını taşırmayın...

Her şehit haberinde bak gözler çakmak çakmak,
Yapılacak şey belli; HEMEN silah bırakmak,
Unutana tavsiyem TARiHiME bir bakmak,

Ya HUZUR, ya da ÇİLE, cevabı şaşırmayın!
YETER ARTIK! , Milletin sabrını taşırmayın...

Ya Kandil boşalacak tüm silahlar susacak,
Ya kan döken CANİLER ezilip, kan kusacak,
Sanmayın ki, bu millet hep sesini kısacak...

Ya KANDİL ya DÜZ OVA, cevabı şaşırmayın!
YETER ARTIK! , Milletin sabrını taşırmayın...

Artık devir değişti, güvenin adalete,
Kulak verin bu sese, set çekmeyin davete,
Cevabımız hazırdır her türlü melânete,

Ya DOSTLUK ya DÜŞMANLIK, cevabı şaşırmayın!
YETER ARTIK! , Milletin sabrını taşırmayın...

Yok ayrımız gayrımız, hepimizin bu VATAN,
Etle tırnak olmuşuz, aynı bizi YARATAN,
Omuz omuza vermiş ÇANAKKALEde yatan,

Ya BiRLiK ya AYRILIK, cevabı şaşırmayın!
YETER ARTIK! , Milletin sabrını taşırmayın...

Barışa giden yola sürekli taş koyanlar!
Gözyaşından beslenip, kanı kârdan sayanlar!
Gencecik fidanlara vicdansızca kıyanlar!

Ya AF ya da İNTİKAM, cevabı şaşırmayın!
YETER ARTIK! , Milletin sabrını taşırmayın...

Havada bırakmayın uzatılan bu eli,
Fırtına kopmak üzre, büyüdü öfke seli,
Sözüme inanmayan ya çılgındır ya deli,

Ya SEVGİ ya da NEFRET, cevabı şaşırmayın!
YETER ARTIK! , Milletin sabrını taşırmayın...

Şehitlik ödül bize, ölüm ile YARız biz,
İlla savaş diyenle savaşa da varız biz,
Çok engeller aştık biz, bunu da aşarız biz,

Ya SAVAŞ ya da BARIŞ, cevabı şaşırmayın!
YETER ARTIK! , Milletin sabrını taşırmayın...

Mecit Aktürk

amannn
yazdıkları da okuyana biraz cesaret verse

dermanı kesiliyor okuyanın:))

benimde bir kaç tane var ama "gürz" top tüfek misali hani vatan savunmsı için mevzilendirdim gerektiğinde ateşlemeye hazır:))

Benim de ilham aldigim bir siirin etkisi ile yazdigim bir kac siir mevcut. Ben diyim on dakka, sen de onbes dakka. Yarim saati bile bulmadi :)))

Demem o ki; yazana degil, yazdiran siirin güzelligine bak :))

Üstelik, benim dizelerin "inci" niteligi kuyumcu Ahmet kardesimin sözleriyle de tescilli, naaabeeeeer :)))))

hahhaaaa

Ben de üc gündür bir arkadasin evini tasimakla mesgulüm.
Bugün ilk kez gercekten ORUC tuttugumu farkettim.

Denizin suyunda cekilme olursa sebebi anla ki benim :))

inan susadım çok fena bugün
hani kafam durdu desem yalan olmaz
yazacak halim yoktu iftarı bekleyeyim derken
yarım saatte çıktı kalemden:))

Aceleyle yazdigin buysa sayet, bana kalemi kenara koymak kaliyor.

Yok yok, acele ile yazmamissindir, kalemin ucu sürctü :))

bugünler yoğunum gün içinde cepten okudum şiirini

akşam iftara yakın alel acele yazdım

aslında kafamda daha derin bir konu vardı

bununla idare et şimdilik

sevgimlesin daima

Eyvallah...

Siirlerin Ziyasiyla, sayfalarimiz isiyor
Zerre kadar süphe etme, sanma sözlerin batiyor
Kalemine siir yazmak, ne de güzel yakisiyor
Bil ki dostum bu deftere, varligin deger katiyor...

Her dizende bir manâ var, hatta sanki zor bilmece
Cok kez günüm senle baslar, siirinle biter gece
Üc dört kere okuyorum; dura dura, hece hece
Hiciv sana göre degil, bazen sigortam atiyor :))

Selam ve muhabbetle...