ABDESTSİZ ISIRIK
ABDESTSİZ ISIRIK
Tunç-demir hayallerden Toprağa müştak susuz yakarı Üç-beş hesap iliğinde geçirilen Ziyânı örtük ömrün dönüşsüz in/kârı Süslü yalnızlıklara inkılâbı aşkın Darağıcında sömürüler... Asıp asıp mısraları gırtlağından Bir uçurumdan arta kalan embesil dönüşümler Cam b/oyalı, al kakmalı heveslerde Bir niyetin en hain en hâkir duruşu Ne kadar tırnaklansa da ötesi Kaç asır uyur ki, Deccalın o kansız uykusu?.. Dışarıda manzarasız resim Pazar pazar sipariş tutkular Göz közü görmez... Değişir bir çırpıda hem alınan hem verilen. Ah! Ne kadar da korunaksız Peçesini bir avluda sessizce terk eden... Dam altına üç kambur nasip sürükler bir ata İlki usulca p/eşine takılır Kopmaya hazır bileklerince. Oğulca bilenip ardına teperken diğeri Asılı kalır tüm hükümler F/ezanın sonsuz pençelerinde. Bir kalp ki; Kül yağmuru yangınlara sunulu Göğsünde kızışan lavlarla fokur fokur Söyle Şairim! Suya kazınmıyorsa ilham Aşkı bağrından kim d/okur?.. Nice kıtalara hükmetmiş sevginin vahyi Tek dizede kurşuna dizilir her akşam sere serpe Makaslanıp saygıyla kemikleşmiş bağı Bi/r/linçaltına gömülür Hıyanetin o kahrolası sessizliğince. Cakası sökmez talihin bu mayasız kavgada Parçalanmış yarada ölesiye hayat arasa da cesur soluklar Farz kılındı diriliş... Varsın son nefeste Kahkahalansın mumyalanmış inançlar. Zehirli kanlarla yıkanan Abdestsiz ısırık... Buz tutmuş teneşirde boylu boyunca. Hangi morgda saklanır umutlar Ritmik veballer, kalplerde unutulunca?.. Yol bozuk Dağlar engerekli Az ötede kırgıbayırlar Artık iştahsız çöl için bile Çalmıyor o kadim şarkıyı yağmurlar. Ne perdeler çekilir Gökyüzünden toprağın buruşmuş tenine Yırtılır her seferinde örtüsü Ademle Havva’nın. Bekâretini bozduruyorsa dünden kalanlar Yüzüne kim bakar yarına uzananların?.. Sefildir sefirin korkunç cehâleti Bütün nehirleri açsan ne fayda; Kırılınca camlar yığın yığın Rezilce kapanır ayaklara o mağrur ayna. Bulanık kavanozlarda yüzen kırılgan rüyalar Dalgası bile yok Bir gerçeği kıyıya vuracak. Bağırsa seller çırılçıplak O korkunç enkazı Tutup kim paçasından kurtaracak?.. Sil baştan unutmaya Milâdını ihanetin Nice formatlar atılır zihnin dehlizlerine. Sayısız çeldiriciler denendi mi kör-topal Nihâi "ölüm" giyilir, cennetin ters dönmüş önsözüne. Bu ironi Bu bulanık teori Her çığlıkta uyutulan O limitsiz, kâbus melodi... Sökmeden şafaklar Uykudayken daha Sabahı boğdursa da geceler Maskelenmiş niyetlerine. Bir kalem daha tutuşturup Yakar güneşi yine yazan Yıldızlar hiç sönmesin diye... (Sezgin Karadağ) _____________ |