ELVEDA RÜVEYHÂ!Fişlenmiş takvimler Vakit şaşkın... Saniyeler sıkışık akreple yelkovan arasında. Omzumda bir aşkın kırgın ve hazin dibâcesi Dört yanım koskoca yalnızlıklar istilasında Ve bir kıyamete aldanmışlığım... Topuklarım hain boşlukta. Yarıp gecenin zırhını Tüm yaşanmış aydınlıklara inat Yürüyorum ölümü sırtlayan karanlıklara "Elveda Rüveyhâ!" Kaf dağından aşırıp masalları Tur dağının asil emirlerine karşı gelmekti bizimkisi Ne başı dik ne gövdesi mâhur Kendi kendimizi çalıp özlerimizden Dinleyip durduk yıllarca bu hüzzam yalanı. Yok artık hükmü nef/e/sin Daha fazla haramlar sıkıştırmadan imanıma El çekip devriliyorum dünyandan "Elveda Rüveyhâ!" Gökte hüzün Yerde yüzüm Gözlerime basa basa Bakışlarını çiğniyorum attığım her adımda. Güç olsa da seni hıncımdan terketmek Bir an olsun şaşmadan gerçeğin izinden Alnım açık, adımlıyorum bu öykünün cümle kapısına. Kaydımı silip nüfûzundan Bir izbede söküyorum Yakama iliştirdiğin eşkalsiz kimliği. O kâbus çığlıklarını Yalınayak, sağırlığıma koştursan da Dönüşü yok... "Elveda Rüveyhâ! Şimdi kursağımda sallandırılıyorken Bir doruğa astığımız sevinçler Nafakasıdır gidişimin Devrilen boynuna diz çöktürecek keder Ve ardına kadar aralayıp Eşiğine çivilediğim çarmıhlı özlemler. İçimi kaplayan deryaya dokunup Dalgalandıracağını sanıyorsan o cılız yaşlarınla Kâr etmez bilesin! Ardımdan nice sûni fırtınalar koparsan da İncindi kalem... "Elveda Rüveyhâ!" Ey, yokluğuna acılarımı doğrayıp Ruhumu doyurduğum hebâ, Varlığımda ve yokluğumda dahil Sadakatine baş koyduğum tereddütsüz dâva! Selin sele kapıldığı Vefâ yoksunu o kancık mahreminde sen Bakışlarındaki mührümü kırdırıp Bir ihaneti imzalarken gölgendeki susuzluğa Bense; Güneşin doğduğu yerden yükselen inancımı kuşanıp Bir kez olsun,kalbinin ötesinde b/atmadım asla. Bu yaman çelişkiyi kırıp bileğinin orta yerinden Parça parça ayrılıyorum... "Elveda Rüveyhâ!" Kaldır peçeni Rüveyhâ! Kaldır da Çiğnenmesin, ucuza giden emanetim daha fazla. Ahde hançer vurmaya sırt dönmüş Darbedilen bir devr-i daimin Boynuna asılı gökdelen ümitleriyle Haince koparılıp s/atılmasıdır bu Nâra, suya Ve sözleşip kök boğan sarmal tufana. "Yalnızlık, alna kazınmış keder, Üflenirse buğusu Bir damla ağıt, bin hışkırık susayış eder..." Ne ölümü saklayıp ecelden Ne de çiğneyerek geçip adamlığımın üzerinden Bir ihtilal gibi saplanıyorum Tarihin gel-git oyunlu süslü suskunluğuna. Kör bir kaleme yazdırıp mirasımı Şehrin kapısına asıyorum Kulaklarında mumyalanacak cinnet vurgunu çığlıklarımı. Dönüp de bakana Belki bir masal, bir rüya Belki de bir delinin aklından bağırma Sırrı sonsuz efsunlu bir imza... Usûldendir örfüyle son ucuna Bölüşsün okurlar Tüm aşk ağrılı ağyar kanamalara Gi/t/diyorum... "Elveda Rüveyhâ...!" (Sezgin KARADAĞ) |
Ne de çiğneyerek geçip adamlığımın üzerinden
Bir ihtilal gibi saplanıyorum
Tarihin gel-git oyunlu süslü suskunluğuna.
Kör bir kaleme yazdırıp mirasımı
Şehrin kapısına asıyorum
Kulaklarında mumyalanacak cinnet vurgunu çığlıklarımı.
Dönüp de bakana
Belki bir masal, bir rüya
Belki de bir delinin aklından bağırma
Sırrı sonsuz efsunlu bir imza...
Usûldendir örfüyle son ucuna
Bölüşsün okurlar
Tüm aşk ağrılı ağyar kanamalara
Gi/t/diyorum...
"Elveda Rüveyhâ...!"
Yazan yüreği kutluyorum.Saygılarımla.