İlk Zamanlar 1-Kirişlinin Eteğinde
köy kahvesinin bahçesindeki kanada kavağının gölgesinde
oturanların ısrarlı talebi üzerine Gavur Müezzine; misafirin ikramı gelincik sigarasından, derin bir nefes alıp önce, sonra demli çayını yudumlayıp, okumaya başladı, nutuk çekercesine “Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı(1), Bir dakika araba yerinde durakladı. Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar, Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar..” herkes eşlik etti bazen, ikilemelerinde "On yıl var ayrıyım Kınadağı’ndan Baba ocağından yar kucağından Bir çiçek dermeden sevgi bağından Huduttan hududa atılmışım ben" sonra; bilsek de bekledik ikilemelerini "Gönlümü çekse de yârin hayali Aşmaya kudretim yetmez cibali Yolcuyum bir kuru yaprak misali Rüzgârın önüne katılmışım ben" ve "Garibim namıma Kerem diyorlar Aslı’mı el almış haram diyorlar Hastayım derdime verem diyorlar Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ım ben" herkes nefes bile almadan bu güzel şiiri içimizi titreten davudi sesi ile Gavur Müezzin gibi Kirişli Dağına bakarak nerdeyse yarım saat sanki nal sesleri içinde bu büyülü şiiri dinledi “Ey köyleri hududa bağlayan yaşlı yollar, Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar! Ey garip çizgilerle dolu han duvarları, Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları!..” artık.. bir yağmur öncesindeydik; sandalyelerimizi alıp içeri girdik (1) Han Duvarları /Faruk Nafiz Çamlıbel DEVAM EDECEK |
işte burada şair bir köy kültüründen gelip şehirler arası bir otobüs yolcuğunda yeni yol hikayeleri sunuyor bizlere kutlarım