MEÇHULE ŞİİRLER-SÜVEYDA
SÜVEYDA
Aşkın ile ateşe, düşsem ne gam Süveyda; Nemrut gibi alevin, akşam serinliğidir. Nefesinden ateşi eksik etmesin Huda. Yanardağ yüreğinden, volkan olur taşarım, Ateşinle beslenir, çöllerinde yaşarım. Esir pazarlarında köle gibi satılsam; Varıp sen alacaksan, kölenim gel Süveyda! Zincirlere vurulup, zindanlara atılsam; Bütün aydınlıklardan, yine sana koşarım Gardiyanım sen isen, ellerinde yaşarım. Ah kor ateşler şahı, efil efil sam yeli; Esme böyle ne olur, gönül bağım kül oldu. Şimdi ben bir çılgınım, ne akıllı ne deli Ruh halimden haberdir mısra mısra iş’arım; Alevin vurmasa da, küllerinde yaşarım. Nice krallar su içer, ayağımın izinde. Erişilmez sultanın gözdesi olsam da ben; Bir an olsun huzuru bulmak için dizinde Zamanı arşınlayıp buutları aşarım Varmasam da o hazzın, yollarında yaşarım. Biliyorsun Süveyda, müptelayım aşkına. Bilmem ki neden sana böylesine tutkunum? Gün geceme karışıp, hayal dönse şaşkına; Adını kalbime mıhlar, tüm adları boşarım Bir emrin ile narın veyllerinde yaşarım. Esrimiş sevdan ey can, duman gibi başımda. Hezeyanlar ötesi, cinnetine duçarım. Sekerat bana her an, bu gencecik yaşımda; Med-cezir arasında şu aklıma şaşarım. Sükûnet elin olsun, sellerinde yaşarım. Sen dediysem Süveyda, kastım endamın değil; Ben sîneme yaktığın ateşlere vurgunum. Benim senden isteğim inan ki ramın değil, Var işine Süveyda, bak ben de bir beşerim Ateşin bende kalsın güllerinde yaşarım. İLHANKURT |
saygımla