LABİRENT
Kuşlar uçar çırparak kanatlarını
Süzülür çırpmayarak kanatlarını Her iki eylem gökyüzünde İnsan seyrediyor yeryüzünde İnsan uçmaya ve süzülmeye âşık Belki de onun için gökyüzüyle barışık Gökyüzü cazibeleriyle insanın merakında Yıldızlar orada Kuşlar, bulutlar orada Ve insanı serinleten yağmur kar orada Seyri âlemin tepesi Nimetlerin efendisi Gökyüzünün fendi Yaşamın kaynağı üç diyorlar Toprak, su, ateşten söz ediyorlar Gökyüzü iki bir galip bu formülde Toprak yeryüzünde Su ve ateş gökyüzünde İniyorlar birlikte yeryüzüne Bir yıldız gözlerime değdi Bütün hayallerim başını eğdi Düşler kurdum gözüme değen yıldızla Kanatlanıp uçtum, duygularım alabora Güçlü bir el kalbimden yakaladı Kendisine bağladı Çıkardı gökyüzünün derinliklerine Baktım tepeden yeryüzünün güzelliklerine Bir damla su olup düştüm yeryüzüne Rüzgâr olup fısıldadım doğanın yüzüne Kirlendim çıkarla, hırsla toprak üstünde Hâlbuki çiçek, çiçek büyümek istedim hayalimde İnsanı düşündüm insandan öte İnsanları gördüm insanlıktan öte Labirent, beynimin içinde Dolaştım durdum düşlerimde Yok, aslında gökyüzü, yeryüzü Bütün varlıklar gözlerimin tersyüzü Gördüm, duydum, dokundum, kokladım, tattım varlığı Gördüğüm, duyduğum, dokunduğum, kokladığım, tattığım varlıktı Gerisi varsa da yoksa da yokluktu Duyularıma çarpanlar çokluktu Seyretmek isterdim balığın gözüyle gökyüzünü Seyretmek isterdim solucanın gözüyle yeryüzünü Görüyorlar mıdır bütün varlıklar benim gördüğümü? Çözdüm labirentin kördüğümünü! Bilmiyor her varlık birbirinin gördüğünü! |