AŞIK İLE MAŞUK
[ AŞIK İLE MAŞUK
Kimdir diye soruyorlar bana Bilmiyorum ki Biri aşık , Biri Maşuk.. İngiliz diyorlar galiba birine O kirli beyaz sakallı var ya Ustanın ustasıdır bakmayın o haline Ama dur..dur.. Hatırladım. R”leri söyleyemiyordu Aşık diyorlardı diğerine Baydak yok ki kaydaş.. Getüy iki kabak böl ikiye oy içini Ahan sana oldu baydak Hadi Şeyefe Ya bunlayın seside çıkmıyo ki gaydaş Şeyefe Göslerinden yaş mı geldi Ağlıyoymusun Maşuk Yoh ulan yoh Ne ağlaması Üvez gaçtı Zehiy mi, zehiy meyet Ya…. Nassımı…Nassımı..Ya Fırat kenarında Gölgeye kazılmış çaygara İçerisinde serin kumlara gömülmüş Sadece kapağı görünen yetmişlik rakı Bostandan koparılmış bir yanı beyaz bir karpuz İçi sanki kelek Ne fark eder ki Öyle durmuş zulayı saklayan kabak teveklerine bakıyorum Uzaklarda Heyyt!..Nassımıya!!!Sesi. Bende onlara katılıyorum Bu yitik memleketimin akıllı delilerine Nasssımı ya!! Nassımı ya!! diyorum.. Kimliğini soruyorlar bana Maşuk Bu yorgun kimdir diye Bilmiyorum ki Sen yine elinde bir anahtar Sıkıyorsun sentesi bozulmuş bir motorun cıvatasını Sonra rölanti ayarı yapıyorsun Karşısına geçip Elinde içi oyulmuş bir kara kabakta Rakını yudum , yudum içiyorsun Ardından kelek bir karpuz yiyorsun. Bozulmuş hayatın eksozuna Bir tekme atıyorsun Nassımı ya! diyorsun.. Bir saatliğine de olsa satıyorsunuz dünyayı Bense bir yandan Kahırlara veriyorum ömrümü Hep o sarı teninde saklı Senin içinde susa sokulup Soruyorum kendime.. Hangi sevdalara yakıyorlar acep kendilerini İçlerindeki fırtınaları nerden bile bilirim ki. Yokluk bir sigara efkârında Duman, duman tütüyor dudaklarımda Birden gözlerimde birikiyor sular Etek uçlarına takılıyor kirpiklerim.. Sen Maşuk.. Başındaki ağarmış kasketini Alnının yamacına çekip Uzaklara ta bulutlara bakıyorsun Benimse zulada ki rakıya takılıyor gözlerim İki kelime arasına gömüyorum kederlerimi Sana katılıyorum Maşuk.. Senin gibi haykırıyorum Aşuk Nassımı ya Hayat.. Nassımı ya.. Elinde su dolu poşet içinde saklı zula geliyor Aşuk Kurtulmuş sanki bütün çalıntılarından Dudaklarında belirsiz bir ıslık Yamacında duruyor selamsız Kara kabak bardağı yarım Resminize bakarken Gecenin içinden bir ses geçiyor Nassımı ya.....Nassımı Ya.. Bir ses tanıdık Eskisinden biraz cansız biraz cılız.. Bir hayal iki resim kalmış aklımda Maşuk ile Aşuk Soluk soluğa koşturuyor beni bu gece yarısı arsızca Karabasanda hazan oluyor rüyalarım Elimde bir lades kemiği Kalan küçük parçaya bakıyorum.. Ütülen ben yine ben oluyorum.. Türkünüzü söyleyin benim için Karakaş gözlerin elmas Diyin... Bu sevda kıs sana da kalmas diye. Söyleyin. Baydak yok ki kaydaş.. Getüy iki kabak böl ikiye oy içini Ahan sana oldu baydak Hadi Şeyefe Ya bunlayın seside çıkmıyo ki gaydaş Şeyefe Göslerinden yaş mı geldi Ağlıyoymusun Maşuk Yoh ulan yoh Ne ağlaması Üvez gaçtı Zehiy mi, zehiy meyet Ya…. Nassımı…Nassımı..Ya Yanık ,çıplak gelip geçiyorum tarlanızın başından Geri dönüyorum Kulağımda sizden kalan bir ses Nassımı ya... Hayat Nassımı ya. .Diyorum... Faruk KÜÇÜKTAŞ 14.07.2012 |
Belki bugün okuduğum en zevkli şiirdi..
çok beğendim..yüreğiniz var olsun..hayırlı bayramlar..