Sensizliğin Girdabında Boğma BeniAvuçlarında rehin tut ellerimi Hülyalara salma beni Sars, uyandır amansız uykulardan Yazgı bir kepenkken yolumuzda Omuz ver, yıkalım dağları Düz edelim kayaları, taşları Yeniden yeşertelim bozkırları Ah benim halden bilmezim Ah benim yaramazım Ah benim gönül hırsızım Ah benim uyaksız şiirim Notasız bestem Azıcık aşım, kaygısız başım Nerde unuttun yüreğimi Paramparça, kırık dökük Yapıştıramam bir türlü Senli uykulara dalar Sensiz sabahlara uyanırım Güneşi zaptederim, gece alp gitmesin seni Karanlıklar dolmasın odama Rüzgar ol, okşa yüzümü Işık ol, aydınlat beni Anne kucağı gibi sarıp sarmala Çok üşüyorum, ısıt beni Ah benim yıldızsız gecem Ah benim korkulu düşüm Ah benim kabul olmaz dualarım Çınar ağacına bağladığım dileklerim İmkansızım Bitimsizim Tanımsızım Sen varsan çöle yağmurlar yağar Kutuplarda çiçekler açar Cemreler düşer zemheri ayazında Sensiz baharlar hazan Sensiz yazlar karakış ömrümde Avuçlarımda tıka basa umut biriktirdim Heybeme azık yerine sevgi doldurdum Ayağımda demir çarık, elimde asa Bıkmadan ararım evrende Pembe karanfilin tomurcuklarında Gül yaprağındaki çiy damlasında En karanlık yıldıza varıncaya değin Bilsem ki bir gün çıkıp geleceksin Beklerim mahşere dek ’Sensizliğin girdabında boğma beni...’ |