Bir Küs Bir Barış Seni…Kekre bir tarihin nakaratlı ezgisi Çakıl takıl içimde. Ey sen yalancı mir!! Fısıltılarında saklı o kargaşa yalnız sende artık, beni sil!! Parmağımla dudağım arasında O toy çocuk sensin şimdi, şaşkın. Biliyorum geç olsa da yarın Unutmayı öğrendim ben Dün, bugün ve yarın… Sen de unut artık Gidiyorum buradan, beni sil!! Öğretilemeden anlaşılan tek bilgi bu atalarımdan kalan; bilmek bir şeyin yarı sarhoş sanrısında gerçeğini ve sezmek mi önemli bu sıcak akşamlarda; yoksa sevmek mi seni???? Unut bunu, unut beni Biliyorum geleceksin geri… Yoksa Gitmeden sen hep dönenecek misin yalnız akşamlarda Sonsuza dek barış geri Sonradan aklın başına gelir mi?? Bir küs bir barış seni… Şimdi anlıyorum galiba benden niye korktuğunu. İkimiz de bir yangında yitirdik duyarlılıklarımızı, kaybettikten sonra değeri anlaşılan kendini bilen, dingin masumiyetimizi.Bu yüzden sevdin beni. İkimiz de sarhoştuk; ayıltsaydık ya birbirimizi:!…. Yani nakaratı hep başa sarılı bir ezgiyiz aslında biz: ‘’Ne sen Leyla’sın ne de ben Mecnun, Ne sen bulutsun ne de ben yağmur, kederli bir akşam içmişiz, sarhoşuz hepsi bu!!…’’ E.ATLI/Su ve Kelam |