Sevdayla Aşkı ParlatırdıKendi ekseninde kırık bir kristaldi aradığı sırrı Yıldız düşleriyle sarmalardı tüm eski sevinçleri Işıltılı ocaklarda biçare mazisini sabırla parlatırdı Boş umutların küresini hep aynı hazla kalaylardı Terk edilmiş köylerdi uğrağı, ışıkla düşü arşınlardı Yorulmuş dünlerin kurak nehirlerinde serinlerdi. Yontusu meçhul şölenlerin tahta kaşıklarını silerdi Doyumsuz aşların kaplarından buz gibi sular içerdi Kurumuş ağaçların gölgeliklerinde uzakları düşlerdi Her gece yıldız aşırırdı göklerden, yalnızlığı severdi Varsıl döngüler çarşısından hep iç geçirerek geçerdi Düşlerin yatağında tuzla kalayı tutkuyla seviştirirdi. Medeniyet artığı şehirlerde yanılgılar sürerdi kaplara Derin bir düşünüş olurdu yaşamak, tutunurdu acıya Her gece bir düşün kapısını çalardı, dayanırdı sancıya Bir mengene sıkardı yüreğini, boğulurdu gözyaşlarına Terli gönlünde sevdaydı sakladığı, yürürdü hep aşka Kanamalı usunda bir ömür parlardı, damlardı toprağa. Selahattin Yetgin |