Zılgıt sesleri ile tüfek sesleri birbirine karıştı Önceden de zılgıt sesleri ile tüfek sesleri birbirine karışırdı
Tahta kapı aralandı Zılgıt sesleri ufaktan ufaktan uzaklaştı Gözyaşları yanına kâr kaldı Yatağında az önceki doğumdan kalan kana baktı
...Ağladı...
Aynı kadın önceden de ağlardı Gözlerini dikip geride kalan kana bakıp bakıp Üstelik gözyaşları yanına kâr bile kalmazdı
Göğsünden gelen ilk bebe sütü ve annegözyaşı karıştı birbirine Al sana koklamadan, öpemeden, büyütemeden verdiğin söz
Gün olmadan gecedoğacak her gün Güneş yok artık Ay; bir gelin duvağının üstüne doğacak ama kimbilir k a ç yaşında ve ne z a m a n.
II.
Şimdi sana sorarım k a d ı n;
Yıldızlar BerdêLLL diye üstüne mi yağacak, yalandan, yalandan Senin bir köşede için sızlarken, yine zılgıtlar mı çalacak Kaç yaşında gelin olacak bükülmüş bez parçası Elinde şekerle mi bir köşede oturtulacak Öbür çocukların yanına oyuna mı çağrılacak Yoksa, Bitirilen kan davası için boynuna oyuncak sandığı altınlara mı boğulacak...
Silah seslerini duyuyor musun Zılgıtlara karışıyor
Hadi git Bir şeker ver gelinin eline Sonra da çek bir zılgıt derinden, derinden şöyle Durma g i t kadın
III.
Ben uzaktan izliyorum zılgıtlara karışan silah seslerinizi. Yıldızları vuruluyor bazen Yere düşürüyorlar Son nefeslerinde bile berdêl diyorlar Sonra sönüp gidiyorlar
Gece zifir Yıldızlar yok Şeker çok Çocuklar yok oluyor
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
BerdêL şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BerdêL şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Gözlerim doldu, tüylerim ürperdi, içimde acılı bir zılgıt şiirle birlikte yükseldi, yutkundum. Ne çok ve ne kadar nedensiz kaybolan çocuklar, çocukluklar. Yüreğiniz dert görmesin. Saygılar.
Kaderleri gibi gör(ül)en zavallı kadınlar..Hayatı bu sanıyorlar... Oysa başka dünyalarda çok başka hayat . Bu yaşanmışlığın hesabı kimden nasıl sorulacak? Ne pahasına? Kim ödeyebilir ki haklarını? Kanayan yaramız...İnşallah azaldığı ve bir gün biteceği umudundayım... Slm ve dua ile.. ESRA
Ben de içimdekileri söylemesem cırtlayacam tillahi.. İlk ve en mühim mevzu bu şiirlerin burada yazılmasını gayet sakıncalı buluyorum. Behemahal müsait bir yer bulnup oralara by-pass edilmelidir. Mümkün mertebe ( Babam çok kullanırdı bu deyimi) bizim gibi insanların ulaşamayacağı mahaller tercih edilmeli ve münasip tarz ve yazı karakteriyle ifşa edilmelidir. Manda ve himaye kabul olunamaz (Bu nerden aklıma geldiyse) Bizim gibi kendini iki satır yazmakla şair ve yazar milletine intisap etmiş sayma cür'et ve şımarıklığında olan zevatın kendini halıhazırda şair ve yazar milletinden hissedebilmesi için bu tür şirlerin yayınlanması milli meclisin toplantısında yasaklar arasında zikredilmelidir. Yoksa yandık valla.. Bu şiirse bizimkiler ne? Olmaz ...moralimiz bozuk plak gibi.. Ya nazar değsin.. Ya da operasyon yapılsın. Şairler içimizde kardeşim.. İçimizde şair beslemişik yıllardır. Selam kıskançlık ve Lililiiiiiiiiiii lerimle değerli kardeş.
Ben uzaktan izliyorum zılgıtlara karışan silah seslerinizi. Yıldızları vuruluyor bazen Yere düşürüyorlar Son nefeslerinde bile berdêl diyorlar Sonra sönüp gidiyorlar
Gece zifir Yıldızlar yok Şeker çok Çocuklar yok oluyor
şekerde zehir gibi acı... gönül sesin muhteşem dost kal esenlikler içinde...
Zılgıt sesleri ile tüfek sesleri birbirine karıştı Önceden de zılgıt sesleri ile tüfek sesleri birbirine karışırdı
Tahta kapı aralandı Zılgıt sesleri ufaktan ufaktan uzaklaştı Gözyaşları yanına kâr kaldı Yatağında az önceki doğumdan kalan kana baktı
...Ağladı...
Aynı kadın önceden de ağlardı Gözlerini dikip geride kalan kana bakıp bakıp Üstelik gözyaşları yanına kâr bile kalmazdı
Göğsünden gelen ilk bebe sütü ve anne gözyaşı karıştı birbirine Al sana koklamadan, öpemeden, büyütemeden verdiğin söz
Gün olmadan gece doğacak her gün Güneş yok artık Ay; bir gelin duvağının üstüne doğacak ama kimbilir k a ç yaşında ve ne z a m a n.
II.
Şimdi sana sorarım k a d ı n;
Yıldızlar BerdêLLL diye üstüne mi yağacak, yalandan, yalandan Senin bir köşede için sızlarken, yine zılgıtlar mı çalacak Kaç yaşında gelin olacak bükülmüş bez parçası Elinde şekerle mi bir köşede oturtulacak Öbür çocukların yanına oyuna mı çağrılacak Yoksa, Bitirilen kan davası için boynuna oyuncak sandığı altınlara mı boğulacak...
Silah seslerini duyuyor musun Zılgıtlara karışıyor
..Ağlama...
Berdêl bu kadın Kan yok...
Değiş var Bir de tokuş
Hadi git Bir şeker ver gelinin eline Sonra da çek bir zılgıt derinden, derinden şöyle Durma g i t kadın
III.
Ben uzaktan izliyorum zılgıtlara karışan silah seslerinizi. Yıldızları vuruluyor bazen Yere düşürüyorlar Son nefeslerinde bile berdêl diyorlar Sonra sönüp gidiyorlar
Gece zifir Yıldızlar yok Şeker çok Çocuklar yok oluyor
öyküsatıcısı2012Davidoff
Cehaletmi diyelim, kader mi diyelim düzeleceğide yok dizelerinizi kutlarım.Yunus diyarından selamlar.
Berdel ve başkaca adetlerle daha kaç kadının çocukluk hayallerini kana bulayacaklar, hem de zılgıtlar yüreğini parçalarken.
İçim acıdı! Kimse dur demeyecek mi bu cehalete. Hep böyle karşıdan acılı şiirlerle mi ağlayacağız biz? Şunu merak ediyorum; bu adetlerin süregeldiği topraklarda hiç mi okumuş insan yok bu cehalete "durrr"diyecek?
________________________________GECE ÇÖKER ZAMANSIZ BİR VAKİTTE VE AL YAZMALAR SÖKÜLÜR ZILGITLAR SUSAR SİLAHLAR SUSAR BE (R) DEL BİR DAMLA GÖZ YAŞINDA SAKLANIR TIPKI HİÇ BİLMEDİĞİN HİÇ UĞRAMADIĞI BİR KÖYÜ BİR MEZRAYI BİR ŞEHİR ANLATMAYA BENZER SUKUT EDİYORUM SAYGIMLA...
dile getiriliş kaleme alınış güzel içimizi acıtan betimlemeler gerçekleri dile getirmiş...
kutluyorum saygılarımla