El Kadar Yürek
Ne zaman bir dal hışırtısı duysam
Bir serçe havalanır yüreğimden Nefesimi tutarım Ki ne zaman aşkı tanısam Nefessiz kalırım Elimi uzatsam sesine dokunurum Ilık bir rüzgar eser yüzüme O an dayanır kapıma yağmurlu bir nisan Acayip ıslanır şehir saçlarından Ve bir kederli insan daha karışır kalabalığa o akşam Bu kadar hüzün üstüne Hele bir de vurgun yerse kuşlar kanadından Şiirlerden geçmezsen selamsız sabahsız üstelik Yanar o gün durgun sular gözlerimde Say ki dileniyorum isteyerek Serdim işte önüne gururum mendil Vaktinden önce umarsız ve suskunum sadece Bırak biraz abartsın hayat beni Coşsun içimdeki çocukluğum Hayali büyüttüğüm düşlerde Ve el kadar yüreğimde sere serpe gezinensin Yıkılmayan mabedim Hafif ve meşrep bir gece gibi üzerime serilensin Üşüyorum işte içimden sen geçmeyince Her şey senden ibaret Adını koyamadığım bir iklim var renginde Ay gökyüzüm yıldızım gecende Üzüm bağı olmuş yüreğim Şikayetim sana değil Kadehteki meye Açma sıktığın avuçlarını Salma bulutları üstüme Üşümeler tutar beni tir tir titrerim sonra... |