konuş artık
beklettiğin yeter
al dizelerine geçmişimi ve geleceğimi
sır olarak sakla sende

şiir
konuş benimle
durgun bir göl kıyısında inzivaya çek
akıp giden anlatımınla
es
serinlet
kapansın gözlerim usul usul
ve sen hep aşktan bahset

taşkın duygularım sığabilecek mi
sığdıra bilecek misin ki satırlara
hadi
biraz daha çabala
biraz daha
edebiyatın bağrından bir yer aç bana
bir anlıkta olsa
sakla koynunda

şiir
duyguların seli
konuş ki
şu cehennem cennet olsun
uzun ve imkansız kaçışlardan çek
satır satır yaz
kaçınılmaz olan kendi gerçeğime getir geri
hayatla aramda ki son köprüsün
nehrin üzerinden geçir beni

içimde ki ses nasıl hasretle bekliyorsa
tutku ve şehvetle
al bağla kendine
mutluluk bile ulaşamamışken kendi sahibine
ak sükunetinle
sar benide kendi sevdana

zevkin ve acının kaynağı sende
o kadar çok şey saklıyorsun ki gölgende
kimi zaman dokunuyorsun salkım saçak söğüt yaprağında
kimi zaman koku saçıyorsun iğde ağacında
en sevdiğim
leylak kokusu sarhoşluğunla
sakin
sıradan
ışıklı bir güne taşı

şiir
hadi biraz sakinleş
büyütürken içinde gün görmüş çınarları
meltemle kıpırdan
sularla oynaş
arada bir geç eskimiş zamanlara
sonra
çarçabuk geri dön
yeşermiş dağbaşlarına

bazen yorul
yorgun bir vapur ol
indir yolcuları
sonra
ihtişamlı bir gemi
bindir yorgunları
ve bırak kendini mavi sulara
göz kırp denizde yakamozlara

şiir
aşkın en güzeli
uyut koynunda beni...