Doyumsuz Bir Hardı VarlığınBütün sorguların enleminden koparmıştım seni İçimizdeki hoyrat sevilerin çarşafına tutunarak Dudaklarımdaki istem ötesi hareket olmuştun Ellerinin hoyrat kelepçelerinden sıyrılamadan Duvardaki saatlerin zembereğine dolanmıştın Yüzyıllık bir kayaydı içimiz, kayıp düşlerimiz vardı Çok sesli bir müzikti varlığın, paylaştığımız anlardı Hazin endişelerimizin gülümseyişleriyle sarıldık Sonsuz coşkuların ara taksimiyle kıvrıldık yatakta Bir yer çekiminin ötesinde tenlerimizi buluşturduk. Kör ışıklar canlandı temasımızla, kopuverdi düğmeler Kopçasız sarılışlarımızın endamına sığındı ah geceler Fark arıyorduk harımızda, ritimsizliğe soyundu diller Boşaldı ansızın zemheri baladında tenimizdeki hücreler İç sesimizin kör duvarlarını yıkmıştı zoraki devrilişler. Çılgın bir zaman akıyordu aramızdan, olmazlar sindi Yangın aleviydi an, kulağıma sokulan nefesinin yeliydi Aralık bıraktığın yollardı, vurdum varlığına kendimi Bir sevdanın destanıydın yüreğimde, bağladım kemendi Ezberlere bıraktım kıvamını, denizler içerken terimi. Doyumsuz bir hardı varlığın, kapanırken hesaplar Aynı karenin rol arkadaşıydık, aktı içimizden sular Tutuştu hesapsız devinimlerin postları, tükendi anlar Sızdık geceye çözümsüz titreyişlerle, yıkılıverdi dağlar Masum bir iç çekişti sevişmemiz, kapanırken davalar. Selahattin Yetgin |