Herkes ve Herşey İçin
Hayır.
Olamaz. Sevgilim, sen de mi kızdın bana? Niçin? Bak geldim, çiçek de getirdim, ama, ama...asla bir kötülük yapmadım sana! Solgun bir yüzle, düştüm kaldım sendeleyerek. Sokak döndü durdu çevremde. Duydum kesik kesik fren seslerini. Esiyor rüzgar acıtıyordu yanaklarımı. Bu denli kargaşa hiç olmamıştı. Başkentin karmaşasında baktım çevreme çok sert bir yüzle. Hüzünlü, sanki ölüm döşeğindeydim. Yüreğim de yitik bu arada. Bir kötülük yapmıyorsun bana, ama ilgilenmiyorsun da benimle. Artık hüç umurunda değilim. Aşk! Sen vardın usumda hep. Yeter! Bitirin bu aptalca oyunu. İsterseniz eleştirin beni, en görkemli serseriyim ben. Anımsar mısın? Sırtındaki haçın altında iki büklümken bir anlığına durdu İsa. Onu izleyen kalabalık bağırdı o anda gülerek: ’Yürüsene, aptal! ’ dediler. Doğru! Acımasızsın. En zorlu gününde bağırırsın bir zavallıya. Rahat vermez, kargışlarsın onu. Ama biz hazırız zaten buna. Durumlar işte böyle! Ant içerim ki dürüst olacağım, bir kız verin bana. Genç güzel bir şey olsun. Hiçbir kötülük etmeyeceğim, yalnızca saflığını bozacağım onun iğneleyici sözlerimle. Göze göz! Dişe diş! Hiç aralıksız düşündüm binlerce kez öç almayı. Korkutun isterseniz beni. Suçlu ortada zaten değil mi? Göze göz! Dişe diş! Öldürün gömün beni. Kurtulurum oradan, yaparım elimden geleni. Ama bir köpek gibi, geleceğim arkanızdan sizin, saldıracağım size hep! Geceleyin birden uyanaksın. Çünkü gürleyeceğim bet sesimle. Hiç rahat yüzü de vermiyorsun bana. Kalmadı farkım bir tutsaktan. Ama güçlüyüm yine de ben! Boynuzları tellere takılmış bir geyik gibiyim. Gözlerim kan çanağına dönmüş. Bir zavallı da olsam dikileceğim bütün gücümle göstereceğim herkese yüzümü. İnsan kaçamaz! Pis, pişman bir durumda. Gerekirse yatar soğuk taşlarda. Ben de çizeceğim bir dinsizin resmini Çar’ın kapısına. Kuruyun ırmaklar, dindiremesin Çar susuzluğunu. Onu ilençleyin! Güneş, ışığını harcama onun için boşuna! Binlerce yoldaşım dışlansın alanlarda! Ve en sonunda geldiğinde o çağların ötesinden üşüyerek, anlayacak son günlerini tükettiğini. Haydutları, kıyıcıları kurtaramayacak onu. Gün doğuyor. Açıldıkça açılıyor gökyüzü, yutuyor geceyi yavaş yavaş. Pencereler ışıl ışıl tavalar sımsıcak. Dökülüyor güneş kentin üzerine. Ey kutsal öç! Önderlik et bana çok güçlüsün yaşıyorsun dizelerimde. Benim bu yüreğim, söyleyecek sana her şeyi tıka basa dolu o. Geleceğin insanları! Nasılsınız? Tanımalıyım sizi. Buradayım, bütün acılarımla. Yaralarım sızlıyor... Size bırakacağım her şeyimi o mutlu ülkümü. (1916) |