Mayakovski'nin Tutkusu
Duyuyor musunuz?
Duyuyor musunuz bu at kisnemelerini? Duyuyor musunuz? Duyuyor musunuz otomobillerin ulumasini? Bunlar yikanmaya giden kentlilerdir Onun bereketinde. Bir insan batakligi tüm. Sürüklüyor beni kalabalik rastgele bir yere saskin, süklüm püklüm. Dizginlere asiliyorum bense, eteklere, etekliklere. Bu gördügüm de ne? Sen misin? Oraya mi götürüyorlar? Yalan, zindikça bir küfür! Gözümün bebegini kan bürümüstür kizil feneri gibi kerhanelerin. Niçin sen ama? Dur! bildigim daha tatli zevkler var! Ulu ormaninda kirpiklerin yok bir kimildama. Dur! Geçti gitti bile... Iste oralarda, basi baslar üstünde. Isildiyor kafatasi, bir kundura dense yeri, dazlak, piril piril cilali deri. Ancak son bogumu üstünde yüzük parmaginin üç pirlanta yaninda bir iki tüy var dikilmis. Yaklasiyor yosma, görüyorum. Egiliyor öpmek için elini. Dudaklari fisildiyor küçük tüyler arasinda birine ’küçük flütüm’ deyip, birine ’küçük bulutum’ üçüncüsüne de isitilmemis, ünlü bir ad vererek yaratmakta oldugum. |