Ağlatılanlar
Birlikte dinlerdik hüzünlü şarkıları.
Yaşanmasın diye öğüt olurdu her bir notası. Amma olmadı, yaşandı… Şimdilerde dinlediğim her hüzün baz beste ”can yakar” Seni hatırlatır, ağlamazsam aşkın hatırı kalır. Yoksunluğunu yazan telaşların güftesi çınlatıyor kulaklarımı. Ikına ıkına dökülüyor kollarımdan yumruklar. Bir yarısı boş olan yatağımın hicranını taşıyorum içimde. Yatağım gibi kalbimin de ortadan ikiye ayrıldığını sanırdım. Bir yarısını nev-i şahsıma münhasır melodiler Diğer yarısını şahsına münhasır dizeler anlatır, derdim. Amma lakin öyle değilmiş, Sen kalbimin tamamını fetih etmişsin. Gel! Gel de al, kalbimi aldığın gibi, yatağımın diğer tarafını da al! Isıt, buz gibi çarşaflara nüfus eden ürkekliğimi. Üç maymunu oynayan şizofrenliklerden sıkıldım. Herke “duydu” seni sevdiğimi. Herkes “gördü” yokluğunda –geberdiğimi. Sadece sen kadınım, “bilmezden” gelirsin dünyanın üçüncü ihtilalini. Beni böyle bitap düşüren, y’aramazlığın bitsin gayrı ? Tekerleme gibi aynı şeyleri yazıp duruyorum, bak… Yokluğunu bile bile cümle âlem seni bağırıyor bu şehirde! Ve ben “duymazdan ve görmezden” gelmiyorum asla. Nefesimin kesileceğini “bilsem de”. Ela tebessümlerinin deryasında süsleniyor hayallerim. Sancı kokan zamanda arıyorum yarınlarımı. Tüm bunlara rağmen, Bütün bunlar şahit olsun ki…. Sensizliğin hasreti ile katledilmekten usanmadım! Gözlerim bu denli dolmuşken, Sadece varlığına, Yalnızca dokunuşuna, Sımsıkı sarmalayışına “muhtacım”. Baş tacım… _________Aşk ile...Emrah Sağlam |
Yüreğinize sağlık güzel bir şiir ziyafetiydi...