Acıyan yanlarıma tuz diye 'Sen' basarken sevdim ...
Ben seni, sesini duymadan,adını anmadan,bilmeden sevdim...
İlk kez hafif bulanık bir resminde gördüm, alın yazğımı değiştirecek gözlerini... Hava soğuk olacak ’ki resminde burnunun ucu kızarmıştı, ve ben seni ilk kez o resminde sevdim... Ben seni ilk kez üşüyüşlerinde sevdim... Zemheri ayazında kalan yanlarında sevdim ben seni, gel ısıt bu yüreğimi der gibi bakışında sevdim... İsimler türettim sana yarım yamalak devrik cümlelerimle, Gün ışıgım dedim,gece ayazım dedim, bahar-ım,gülüm, goncam dedim , ve ben seni her sabah bu isimlerle anarak sevdim, gün boyu sessizce,habersizce... Adını bilmem gerekmedi hiç bir zaman, adını bilmeden de sevdim seni, Sevdim işte...! Gönlümün soğuk,ıslak ve yalnız sokaklarında gördüm yüzünü, peşin sıra takip ederken sevdim seni... Yaşını, boyunu bilmeden sevdim ben seni, seni sevmem için gerekte duymadım bunlara hiç bir zaman... Siyah saçlarından sevdim seni,uzun ve düzgün taranmış, kokusunu içime çekmeden sevdim ben seni, gece karanlıklarında yapayalnızken sevdim ben seni, adımlarımı sana sayarak yürüdüm, yürüdüğüm yolların mesafesinde sevdim seni... Yüzünü,gözünü,kaşını bilmeden sevdim seni. ’’Ellerinin sıcaklığını ellerimde hissetmeden sevdim,teninin kokusunu, dudaklarının tadını tatmadan sevdim...’’ Akşamların alaca karanlıklarında batan güneşin son ışık yansımasında sevdim... ’’ SEVDİM işte...’’ Sıcacık yüreğinin,buz tutmuş kalbimdeki , buzul denizlerimi eritmesinde sevdim... Gel ısıt yüreğimi der gibi duruşunu sevdim... Ben senin adını,yaşını, bilmeden sevdim... Ve hatta kızğınlıklarımda bile seni sevdim ben, küfrümde,kinimde,öfkemde sevdim... Dua’larımda sevdim, niyazlarımda,sitemlerimde,gidipte gelmeyişlerinde sevdim seni... Acıyan yanlarıma tuz diye ’Sen’ basarken sevdim , feryatlarımda, fiğanlarımda,sükut’larımda sevdim seni ben... Sevdim işte neylersin... |