Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. LA ROCHEFAUCAULD
Paylaş
H/asır Altı Edilmiş Ganimet Bencilliği / Balistik Rüyâlar
n e zor şimdi yorgun yıllara tebessüm iliklemek elimde olsa ya da zaman verilse önce nefsine kondurduğum gülleri geri alırdım sonra ellerinin pamuğuna etkiğim buseleri isterdim asılı kal zihnimde kurumuş gül benzeri bir nükte gibi sor şimdi, incitir mi kulaklarını felç eder desibellerle çiğneyen Aşk Bir Yaradır İyileşmek Değil taşıyan trenler!
yüzüm kaçırmış rengini bahardan yana alafranga tebessümler birikiyor genzimde sabun köpüğü gibi sesim bir bakmışsın unutmuş gibi bir öksürsen ecel! benden önce basıyor bakışlarım butona tüm şıkları sebepsiz sanıklar gibi bilmediğini sandığın doğrular uçuşuyor sırtımda senelerden kalan kalın izler keşke beden yorgunluğu olsa sadece giderek zayıflarken ihtimamlar bilmiyorsun işte!
bir uzaklığın en kuvvetli birlikteliğiyken ayrılık o ihtimalin de en zayıf biz hali!
şimdi tutup yakasında savurmalı sütten kesilmiş ne kaldıysa geriye tedavülden kesilmiş tüm gayretleri bölüşmeyi hecelerken aşk dili h/asır altı etmeli gayri fakir bulmuşluğuna bulamalı ganimet bencilliğiyle s/aklamalı seni
alnını uzatmışsın saydım şimdi ve saçlarını savurdum son bir gayretle sahi kaç yıl oldu İşmar’ım seni kaderinden öpmeyeli!
dilek kiplerine rüyâlı bir uykusama ise tamam, sustum o vakitsevgili sevi yıkılsa bile ikonları kalmaz mı geride dünlerin hatırına saygı duymaz mı insan - gidişlere bile- sevmenin birazı zaten zik-zak teyelli değil mi bir yanında inat olmaz mı sevmez mi gurur aralıklı dikişleri!
evet, kolay aşılmayacak sorgu barikatları belli duymayacak yine ıssız ellerden başka kimse iliğe alışkın düğme haykırışlarını burun tıkamak faydasızdır ya küf sende/bilinçaltında oldukça küffar bulutlar hep yağmur ardına saklanır hani
her adam kendi sevdiğini dizer tespihe ve her adım kendi gölgesini çiğner önce!
ve bilirsin geridönüşümsüz boşaltmadıkça içinden içini balistiktir hep bilcümle rüyâlar hep duraksız sataşırlar ve nereye atsan boştur kendini
’’ki; bütün otobüsler aynı yoldan geçme ihtimali taşırlar’’ *
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
H/asır Altı Edilmiş Ganimet Bencilliği / Balistik Rüyâlar şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
H/asır Altı Edilmiş Ganimet Bencilliği / Balistik Rüyâlar şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Titiz bir şiir işçiliğinin rahatlıkla gözlemlendiği yine mükemmel bir eserdi okuduğum kaleminizden. Müsadenizle uzun zamandır yapmadığım bir incelemeyi sizin şiire verdiğiniz değeri bildiğimden ona büyük bir ciddiyetle yaklaştığınızı bildiğimden yine egosal bir takım cambazlıklar peşinde olduğumu düşünmeyeceğinizden aldığım cesaretle eserin bendeki halini , bana yansıyışını şiirle konuşarak paylaşmak isterim.
" H/asır Altı Edilmiş Ganimet Bencilliği / Balistik Rüyâlar " .........Şiirin içinden seçilmiş iki ayrı dizede mevcut bulunan imgeyi araya " / " işaretini koyarak başlamış şairimiz şiirine. Şimdi düşündüm neden böyle bir tercihte bulundu.İki ayrı isimin yanyana gelmesi ... birleştiğinde anlamsal olarak Hasır / asır ......yani yıllar öncesine dayalı gibi kabul edilmiş ganimetin bencilliğidir incelemeye tabi tutalan rüyalar....Sevmek denilen rüya kabul edilen ganimet... yani sevmek ? ...gerçekte yok.Sevgi yok mu ? diye düşünmeliyiz burda sevgiye dair inancın ciddi şekilde sarsıldığı anlatıcı tarafından ayan beyan şekilde itiraf edilmiş.
Bu kapsamda şiirin sevgiliye duyduğu aşk ve bunu yaşayamamasından doğan ayrılık neticesinde rüya, gerçek dışı bir olgu gibi görmesine rağmen yine de tek ganimeti kabul ettiği anlamını çıkarıyoruz.
Anlamsal açıdan bu ruha tutulan bu projektörle şiirle başlıyoruz....Bakalım rüya olarak görülen sevgiye, aşka, sevgiliye ilişkin şair alt dizelerde nasıl bir haleti ruhiye geliştirmiş.Nasıl bir duygu açılımı gerçekleştirmiş.
"n e zor şimdi yorgun yıllara tebessüm iliklemek "
Evet ,her zaman bir şiirin tıpkı kompozisyon mantığı taşıması gerektiğine inanırım.Sayın şair de bunu destekler nitelikte ilk girişi yapmış başlığa yakışan, ona tutunan ondan bağımsız olmayan bir duygu akışıyla.
Yıllar öncesine dem vurmuş bugün ...yıllar öncesini bugün hatırladığında mutlu olamadığını anlatmak istemiş. Birbirini takip eden iki dize.Anlam iki dizede oluşuyor.Tek başına bir dize yalın tek anlam taşımıyor.Ancak diğeriyle birleştiğinde anlam bütünleniyor.
" elimde olsa ya da zaman verilse önce nefsine kondurduğum gülleri geri alırdım "
İlk iki dizeyi anlamsal olarak tamamlayan iki dize daha. İlk dizelerdeki hüznünün sebebini imgelerle açıklamış.Duygusunun açılımını yapmıştır şairimiz.Sevgiliye seslenmiş, Bugün geçmişe dair mutsuz olmamı sağlayan yegane unsurun sevgili olduğunu daha doğrusu sevgilinin nefsinin şımarmasına sebeb olduğu için kendisini suçlar nitelikte dizeler.Keşke seni bu kadar çok sevmeseydim, seni öğmeseydim, nefis ...yani kabul edilmeyen yanlışlara sürükleyen güç...sevgilinin bu gücünü desteklemeseydim... sevdiğim için kusurlarını yok saydım yok saymaktan geçtim onları güzelleştirmek için elimden geleni yaptım...keşke yapmasaydım demiş...
" sonra ellerinin pamuğuna etkiğim buseleri isterdim asılı kal zihnimde kurumuş gül benzeri bir nükte gibi "
Aynı duygu akımı bu dizelerde de devam etmiş.,Sevgiliyi öpmeleri yani sevgisini hissettirmeleri isteyebileceğini mutluluğu kazanmak için demiş.Yani yine pişmanlık.Yine kendini suçlayış.
Bunun da gerekçesini açıklamış... hem kendini suçlama... hem savunma bir anlamda aynı dizelerde.
Sevgiliye yakın olmamanın, platonik aşk yaşayanlarda olduğu gibi sadece akılda kalınacağını... bunun böylesi yaşanmışlıktan daha az vereceğini anlatmak istemiş.Bunu da " kurumuş gül " sıfat tamlamasıyla güçlendirmiş.Ki bu tamlama çok yakışmış liseli, platonik aşkları hatırlatır bilirsiniz defter arası kurutulmuş güller, çiçekler.
"sor şimdi, incitir mi kulaklarını felç eder desibellerle çiğneyen Aşk Bir Yaradır İyileşmek Değil taşıyan trenler! "
Burda farklı bir duygu akımına girmiş şiir.Sevgiliyle konuşma haline geçmiş şair.Aşk acısının büyüklüğünü , dayanılmazlığını ifade etmeye çalışmış.Kulaklarından geçen aşkın iyileşmesi olmayan bir yara olduğunu taşıyan trenlerin rayların üstünden geçerken kulaklarını felç eder derecede geçmiş olsada, geçiyor olsa da ( Yani aşk acısı çok dayanılmaz derecede bir insanın dayanamayacağı güçte olsa da ) beni incitir mi ... beni etkiler mi ...bir meydan okuma... sevgiliye.... sen beni acıttın ama yıllar sonra ....hatırladığımda etkisi yok demek istemiş.
Burda ilk baştan beri gelen duygu da ciddi bir bölünme, ciddi bir tavır değişikliği duyumsadım.
" yüzüm kaçırmış rengini bahardan yana alafranga tebessümler birikiyor genzimde sabun köpüğü gibi sesim bir bakmışsın unutmuş gibi bir öksürsen ecel! "
Bu dizelerde şiir, hüznün derinlere nüfus eden etkisini en bariz şekliyle sunmuş... Evet...az önce daha doğrusu bir öcceki dizelerde söylediğim tavır değişikliği yine olmuş ...Öncekined acıdan yana meydan okuyuş varken... burda ...hüznün, acının en dibine vuruyoruz.Bahara uzak yüz, sabun köpügü ses, ölmeyi isteyipde ölememe duygusu...bu tavır değişikliğini ispatlayan imge ve tamlamalar.
" benden önce basıyor bakışlarım butona tüm şıkları sebepsiz sanıklar gibi bilmediğini sandığın doğrular uçuşuyor sırtımda senelerden kalan kalın izler keşke beden yorgunluğu olsa sadecemiş giderek zayıflarken ihtimamlar bilmiyorsun işte! "
Aynı duygu burda da devam etmiş.Yalnız sevgiliye seslenerek, onunla konuşur gibi onunla monoloğa girmiş gibi.
Ne kadar gizlemeye çalışsada, gözlerinin kendisini ihbar ettiğini , tıpkı suçluların savunma mekanızması gibi bir mekanızmanın kendisini işgal ettiğini, yalanlarını sadece kendisinin bildiği gibi bir aldanışın yine gerçek olan doğruların ayan beyan ortada olduğunu anlatmış. Keşke demiş keşke sevgiliye... keşke... sadece seni sevmem olsa..tek suçum.. hım..
önceki dizelerde kendini suçlama burda da kendini hissettirdi.Üstelik daha bariz ve içten bir şekilde..." bilmiyorsun işte "
Anlatılmayan bir gizi suç olarak kabul ediş ...duygusu baskın..kendini suçlama bir anlamda sevgiliye bunları anlatarak günah çıkarma...
" bir uzaklığın en kuvvetli birlikteliğiyken ayrılık o ihtimalin de en zayıf biz hali! "
Şah dizeler......baba dizeler diyorum ben böylesi beylik dizelere.
Evet şimdiye kadar olanları... bütün haleti ruhiyeyi özetler gibi... özetle sevgili demiş
Uzaktık ve gereğince ayrıydık.. buraya kadar normall...uzak olanlar ayrı olurlar ama biz ayrılığın da birleşme ihtimali olmayacak en zayıf, en küçük en imkansıza yakını olanıydık demiş...
Şiir iyice heyecanlandırdı beni... bakalım sonumuz nereye gidecek inanın merakla bekliyorum.. bakalım bu kadar şeyden sonra sonuç ne olacak.Okudum iki kez yüzeysel ama içine girince başka heyecanlanıyor insan :))
şimdi tutup yakasında savurmalı sütten kesilmiş ne kaldıysa geriye tedavülden kesilmiş tüm gayretleri bölüşmeyi hecelerken aşk dili h/asır altı etmeli gayri fakir bulmuşluğuna bulamalı ganimet bencilliğiyle s/aklamalı seni
Evettt burda şiir devamı niteliğinde bir önceki bölümün duygusunu tamamlamış...
Madem kavuşamayacağız... bütün birikmişler, büyüttüklerimiz anlamsızdır demiş.Yok etmeli demiş hepsini.Demiş ama ama ama alt dizelerde farklı bir boyuta sürüklenmeyide ihmal etmemiş... saklamalı / aklamalı...kelimeleri bütün bu öncesinde yok etmeye dair duyguyu boğazından kesivermiş...
"alnını uzatmışsın saydım şimdi ve saçlarını savurdum son bir gayretle sahi kaç yıl oldu İşmar’ım seni kaderinden öpmeyeli! "
Burda şiir hayaller, düşler içinden sesleniyor hâlâ seven bir yüreğin sesiyle sevgilisine .Ona duyduğu özlemi dile getirmiş...
Evet şimdi özlem duygusu ...
" dilek kiplerine rüyâlı bir uykusama ise tamam, sustum o vakit sevgili sevi yıkılsa bile ikonları kalmaz mı geride dünlerin hatırına saygı duymaz mı insan - gidişlere bile- sevmenin birazı zaten zik-zak teyelli değil mi bir yanında inat olmaz mı sevmez mi gurur aralıklı dikişleri! "
Evet, burda şair birönceki dizedeki duygu bölünmesinin bilinci ile toparlamış hepsini...tamam silmek yok etmek istiyorum ama yine de özleyemez miyim ..savunmasıyla bu dizeleri yazmış olmalı.Herşey tam bitemez sevgi hele hiç bitemez gerçeğinin altını çizmiş...yaşanmışlığın hatrına.. yine kalır mihrabı sağlam der gibi... bugün hala çektiği acılarının bu sevgiden dolayı olduğununda beyanını zikreder bir anlamda. Sevmenin çapraz vuran nitelikleri dile getirmiş.
Baştan beri kimi zaman dediğim duygu bölünmelerinin savunmasını ve haklılığını ispatlamış burda şair.
Böyle olmam normal... sevmenin doğal, olması gereken halidir .çünkü sevdim demiş bir anlamda.Özünde en olumsuzu bile olumlayan sevgi içinde böylesi gel - gitlerin normal olduğunu savunmuş.
" evet, kolay aşılmayacak sorgu barikatları belli duymayacak yine ıssız ellerden başka kimse iliğe alışkın düğme haykırışlarını burun tıkamak faydasızdır ya küf sende/bilinçaltında oldukça küffar bulutlar hep yağmur ardına saklanır hani "
Evettt, burda baştan beri anlatıcının kendini suçlamalarına karşı asıl suçladığı kişinin sevgili olduğunu anlıyoruz. Sevgilinin küflü ( yeniliklere açık olmayan, bir eylem yapmayan, işlemeyen, sevgisi için ve sevgilisi için çaba harcamayan...) bilinçaltını suçluyor.yine Küffar gibi bir kelimenin içinde yer aldığı imgenin yaptığı çağrışımla sevgiliyi kafirlik sıfatıyla birlikte düşünmemizi sağlıyor...Farklı bir açılım.. hatta açılım demek yanlış olur... değişim.......ciddi anlamda bir duygu değişimi...
" her adam kendi sevdiğini dizer tespihe ve her adım kendi gölgesini çiğner önce! "
Ve bu şiirin bana göre en ŞAH BEYİTİ ... enn gözde incisi... en mantıkla... ve şiirin duygusuyla bütünleşen güzelliği.
Nasıl bir dizedir sayın şair nasıl bir dizeeeeeeeeeeeeeeeee
Her adım kendi gölgesini çiğner önce
Şair kendini suçluyordu... sonra sevgiliyi suçladı... sonra.........................
Tarafsız bir gözle hakim gözüyle bakmış durup karşıya.
Sen sana göre suçlusun... aslında ben bana göre....yada ikincil bir anlamla şair sevgililerin ,birbirlerinin gölgeleri olduklarından birbirlerini suçladıklarını anlatmak istemiş diyeceğim ama...açıkcası tam bir yargıya varamadım bu konuda..
gerçek anlamıyla bağdaş kurarak düşünürsek şairin yine ilk duyuşuna geri döndüğünü... kişilerin kendini suçladığı knaatine varabilirim.
ve bilirsin geridönüşümsüz boşaltmadıkça içinden içini balistiktir hep bilcümle rüyâlar hep duraksız sataşırlar ve nereye atsan boştur kendini
’’ki; bütün otobüsler aynı yoldan geçme ihtimali taşırlar’’ *
Ve final..................sevgiliye son sesleniş.
Bu halim... rüya demişti sevgiye taa en başlarda ve şiirin diğer içeriklerinde... rüyalarımdan kurtulmadıkça... yani seni sevmekten vazgeçmedikçe bu hallerim geçmeyecek demiş...açık çek bırakmış kapısının önüne.
Yine de demiş sevgili Sema Encinin dizesiyle.. Herşeye rağmen yine de tekrar birlikte olmama ihtimalimiz yok değil demiş...
Offffffffffffffffffffffffffffff be Serhat Bey neydi bu allahınızı severseniz yüreğimden yarıldım iyice.
Bir aşk masalı... geçmişten kalan bugünde hatırlanan , kendi içsel konuşmalarında geçmişe uzanıp öylece orda durum muhakemesi yapan. Zengin imge ve tamlamalarla, sıfatlarla ifade olunan düzgün bir şiirdi.
Zaman zaman duygu bölünmeleri dağıtarak düşünceyi şaşırtmışsa da şair gerektiği zamanda toparlatmayı bilmiş.
Sayın şair bunca emek üretecek bir şey ise bu yazdıklarım o zaman gurur duydum kendimle...
derim ki her şiir kendi tahliline göre serilir okurun beyazına... her okur kendini bulduğu mısra-kelime-cümleleri alır.
Bu şiir Sema'nın bir dizesi ile hayat buldu bence en çok ona minnet duyar bu dizeler.
Ve size lisanımın tüm şiir harfleriyle şükranlarımı sunarım. İnanın bana şiir yazmak kadar değerli bu gibi irdelenmek. Ve verdiğiniz emek sebebiyle de teşekkürler elbette.
aşk şiirlerinin en güzel yorumuydu..şiirinin içine düşen aşkın sihirli ateşinde yanar..bu kez şiir ırmağına düştüm..kapıldım gidiyorum.. teşekkürlerimle
Ne çok mana çıkar buradan ,her tanede aşkın çekim halleri
.
saygılar