GEVEZE GÖNLÜM
Rüzgâr keman yayı
Yaprak üzerinde dolaşıyor Sanma ortaya çıkan hışırtı Doğanın senfonisi yayılıyor Böcekler, arılar söylüyor Kuşlar kanat çırpıp alkışlıyor Çiçekler başlarını kaldırmış bakıyor Her biri sevinçle selamlıyor Ve insan ağacı baltalıyor Testerenin zırıltısı doğallığı bozuyor Bir bestekâr yere devriliyor Ve insan yıkılışı alkışlıyor Başka yıkılışlar için plan yapıyor Bulut gökyüzünden olanları seyrediyor Hüzünlü, mahzun bölgeyi terk ediyor Gözyaşlarını boşuna akıtmak istemiyor Derinden çektiği ahlarıyla başka yerlerde gürlüyor Hışımla şimşeklerini bu tarafa çakıyor Uzaklarda hüngür hüngür ağlıyor Gözyaşlarıyla yeryüzünü yıkıyor Ve insan sürgünü alkışlıyor Yıkılışı betonlarla kutluyor Kan dökenlerin heykelleriyle donatıyor Bir çocuk soruyor “Baba, bu heykel kaç kişi öldürmüştür” Baba, heykele küçümseyerek bakıyor “Bunda pek iş yok oğlum, bizim oradaki daha çok insan öldürmüştür” “Bizim ki bundan daha iyi kahramandır” diyor Babayla, çocuk siyah yeryüzünde yürüyor Uzaklardaki yeşiller onları seyrediyor Kokmuş, kirlenmiş deniz onlara bakıyor Ve insan medeniyetini alkışlıyor Her gün, heykellerini dikiyor Her heykeline canlar öldürüyor Kanatlanmış kuşlar kaçışıyor Gökyüzünü ateş kusan kuşlar dolduruyor Yeryüzü, gökyüzü kan kusuyor Her damla bir heykel oluyor Yeryüzünü putlar dolduruyor Kaval sesi duyulmuyor Kuzular dinlemiyor Kuşlar alkışlamıyor Köpekler havlamıyor Artık yılanlar bile ısırmıyor Gönlüm geveze geziniyor Yüreğim bin pare eziliyor Ölümler bin, görülmüyor |