Kapımda paspasım yırtık Tozum toprağım kayıp Gidesi var buralardan ruhumun Lakin yüreğimin fetvası aşka dair Misket oynayan umutlarım Artık ömrümü tutsak ediyor Yaşlı gözlerim hep uzaklara takılı Yorucu hayat kanatlarımda kırgın Yorgunum… Y o r g u n…
Pürtelâş içinde valizimdeki eşyalarım Şaşkın ellerim titriyor Sesimde yılların karartılmış yıkıntıları Tükenen halimin tenimdeki ben izleri Haydi bir hamle daha Yaşam gayri bizi beklerken Ölümün sessiz sıcaklığı sırtında kambur Yorgunum… Y o r g u n… Y o r d u…
Suskun aklımın yontularında bilinmezlik beni eritti / tüketti / Duymuyor kulaklarım, Son sözlerinden kalan çınlamalarına gömdüm enkazımı…
n.altın BİNGÖL 15/05/2012 Ereğli
Yürek damlama sihirli kadife sesiyle ses olan Sayın,de_soulmate hanım efendiye sonsuz teşekkürler.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
RUHUN GİRDABI şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
RUHUN GİRDABI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Suskun aklımın yontularında bilinmezlik beni eritti / tüketti / Duymuyor kulaklarım, Son sözlerinden kalan çınlamalarına gömdüm enkazımı…
Bırakın Beni Çok Yorgunum…. Şuraya öylesine bir uzansam, biraz uyusa ruhum, bedenim kendini bıraksa… Çok yorgun kalbim, hayatın hamallığından olsa gerek…
Bırakın Beni Çok Yorgunum…. Ne varsa içimde kalan, geçmişten getirip yüreğimi kirlettiğim, ağırlığını veriyor üstüme. Hiç bozulmamış bir uykuya hasretim. Geceden sabaha giden o karanlık saatlerde, bir parça huzur için neler veririm! Aşkı bulduğumu sandıklarımdan, aşkı kaybedenlerden, sevdaya sözüm ona inanlardan, konuşunca mangalda kül bırakmayanlardan ve hepsinin benimle karşılaşmasından yorgunum. Yazmış, baharmış, kış gelmiş bana ne! Mevsimlerle derdim olmaz ki benim, mevsimine göre aşk satanlardan yorgunum. Dur demekten, yapma demekten, görmekten, görebilmekten, anlamaktan, algılamaktan, önceden hissetmekten, sabretmekten yorgunum. Hani şarkıda der ya: “Yorgunum hancı, şuraya bir yatak ser yavaş yavaş…” Bir hancı bulsam, yatağımı kendim sermeye de razıyım. Gözlerime iğneler batıyor uykusuzluktan, kalbime saplananlar ise aşktan değil; insanlardan, insanlardan… Anlamayanlardan, ders almayanlardan, her seferinde aynı yerde yeniden düşenlerden, dinlemeyenlerden, kendini eğitemeyenlerden, sevmeyi öğrenemeyenlerden dolayı yorgunum. Önceden kesiliyor herhalde cezası yaşamın. Yoksa bir yüreğin kaldırabileceğinden çok fazlasına nasıl razı olayım? Bırakın beni çok yorgunum… Biraz dinlenebilsem toparlanırım. Hiçbir rüyamı ele geçirmeden kötülük, uyuyabilsem; tek bir gün acı görmeden çevremde akşamı edebilsem; bir tek yaşam öyküsüne bile umutla tutunabilsem, dinlenirim! Neredeysen çık ortaya hancı, yatak falan da istemez. Başımı şöyle omzuna bir koyabilsem…
başka bir yorgun yolcu da benim altınım sustum, dinledim ,hüzülü bir esinti oldum sayfandan yorgun geçtim ömürlük sendeyim...
Zaman bazı şeyleri eskitsede, eskimeyen anılar, Her hatırlanışta, yüreğiniz onları yeniden tanımlar... Değerli nurcan hanım, Çok içten duygulu bir şiirdi. Tebrik ederim.
Kapımda paspasım yırtık Tozum toprağım kayıp Gidesi var buralardan ruhumun Lakin yüreğimin fetvası aşka dair Misket oynayan umutlarım Artık ömrümü tutsak ediyor Yaşlı gözlerim hep uzaklara takılı Yorucu hayat kanatlarımda kırgın Yorgunum… Y o r g u n…
Pürtelâş içinde valizimdeki eşyalarım Şaşkın ellerim titriyor Sesimde yılların karartılmış yıkıntıları Tükenen halimin tenimdeki ben izleri Haydi bir hamle daha Yaşam gayri bizi beklerken Ölümün sessiz sıcaklığı sırtında kambur Yorgunum… Y o r g u n… Y o r d u…
Suskun aklımın yontularında bilinmezlik beni eritti / tüketti / Duymuyor kulaklarım, Son sözlerinden kalan çınlamalarına gömdüm enkazımı
Deyerli üstadım güzel bir eser okudum ve keyif aldım kutlarım
"Kapımda paspasım yırtık Tozum toprağım kayıp Gidesi var buralardan ruhumun Lakin yüreğimin fetvası aşka dair Misket oynayan umutlarım Artık ömrümü tutsak ediyor Yaşlı gözlerim hep uzaklara takılı Yorucu hayat kanatlarımda kırgın Yorgunum… Y o r g u n…"
ruhumun arka sokaklarına çöreklendi gölgemi kemiren buz dağları!... önce ceplerimdeki misketleri, sonra duvağımdaki düşleri en sonunda da kirpiğime sakladığım naftalin kokulu geleceğimi almak istedi... hayat, kanatlarımı kızıl teninde kıyamete boyamak isteyen sanat!... hayat, yüreğimin ovasına kurşuni gamzeler yağdıran sefer!... bir yorgun masal inliyor genzimin gerdanında... terennümü minik kminik hıçkırığa dönüşen âhlar büyüse de içimde, şiirin koynunda huzur bulur ruhum... şiir, dök içimin yangınına küfler sağan çıkmazları... şiir, sök güven duvarlarıma kazınan misafir hüzün oynaşlarını! yeni yetme ağrılar sarılıyor gamzelerime... yoksa baharın dalları mı ağlıyor... yoksa... heyhat! unutulan birşey var... evvvet unutulan birşey var... duygularımın başkentinde yıkılmaz kaleler inşa eder inancım... inancımın gözlerine sığınır son hamle de yakılacak olan yanım!...
"Pürtelâş içinde valizimdeki eşyalarım Şaşkın ellerim titriyor Sesimde yılların karartılmış yıkıntıları Tükenen halimin tenimdeki ben izleri Haydi bir hamle daha Yaşam gayri bizi beklerken Ölümün sessiz sıcaklığı sırtında kambur Yorgunum… Y o r g u n… Y o r d u…"
ha gayret ömrüm! az kaldı diye çırpınan bir kelebek seninle kozasını paylaşacak bak! türkülerimin kanayan kundağına yatırıyorum umutlarımı... kerpiç kerpiç devrilirken üzerime hayallerim, serçe parmağımdan tutan karınca öper ölüme bakan gözlerimden!... âh avuçlarımın terli tutanağından firar eden nâr'ım!... sus ve hisset yaşamın damarlarında akan asıl mânâyı... yorgunum ömrüm! yorgun yanımın yazgısına sığınacak kadar yiğit şu an ruhum...
" Suskun aklımın yontularında bilinmezlik beni eritti / tüketti / Duymuyor kulaklarım, Son sözlerinden kalan çınlamalarına gömdüm enkazımı…"
aklımın asâsında boy vermiş intihar çiçeklerinin ikilem doğuran kıvranışları!... hüzün vuruyor gazelime lime lime! d/oku beni hayat! sayfalarımda sükûnun silgisiz efendisi bir bir yırtıyor umutgâhımda döllenne masallarımı... d/oku ve koru beni hayat! içimin ormanındaki çınarım gölgesini çekiyor göğüümn çatlağından... çekiyor!...
offf Nurcan...
bazen bir şiirin duygusuna ayak bastığımda orada kalasım geliyor...
dizelerin arasında kaybolup ben yittim diyesim geliyor...
Suskun aklımın yontularında bilinmezlik beni eritti / tüketti / Duymuyor kulaklarım, Son sözlerinden kalan çınlamalarına gömdüm enkazımı…,sayafaya düşen güzel bir seslenişti yazan yüreğinizi kutlarım
- Her şey yapılabilir çocukken, her şeye enerji var, her atılıma istek var... bunların da ötesinde, her bir ümiden arkasında koskoca bir inanç var... yukarıdaki dizede, misket oynamanın çocuksuluğu ile umutların çocukluk sonraki dönemde azalmışlığı, son derece güzel bir şekilde aktarılmış... ümitlerim, çocukken vardı, kazandığım misketlerin, hayatımın en önemli hazinesi olduğu zamanlarda... ______________________________________________
"Ölümün sessiz sıcaklığı sırtında kambur"... - Ölümün son derece soğuk bir sıcaklığı olduğu düşünülür, ilk can bedenden çıkma evresinde. sıcaktan soğuğa doğru bir ivme ama,. vücudun son enerjisi. bu sıcaklığın sessiz olması ise, şiirde anlatılan karakterin iç dünyası hakkındawtkileyici bir tasfir yaparken, okuyucuyu, sessiz bir sıcaklık nasıl bir duygu acaba diye düşündürüyor... Bu tamlamanın bir de kambur olarak var olması, ölüm, yalnızlık, suskunluk hissinin, şiirde anlatılan karakterde bulundurduğu psikolojik etkinin devamlılığını başarılı bir şekilde vurguluyor..
________________________________________
"Suskun aklımın yontularında bilinmezlik beni eritti / tüketti / Duymuyor kulaklarım, Son sözlerinden kalan çınlamalarına gömdüm enkazımı…"
- Bilinmezlikten muzdarip, duyulamamaktan, görülememekten, kendisini hissettirememekten... engelleyen bir şeyler var belli ki, şiirimizin kahramanını. o son karşılaşma sonrasında, karşıdakinin kahramana en son söylediği ifadelerde hayatına bir nokta koymuş, ondan sonra hiç bir şey duymamış, duymak istememiş... Çınlamalara enkaz gömmek... etkileyici bir betimleme...
galiba...bahar mevsimi...beden kadar ruhlarda yorgun ve yılgın...ama bu hep geçiş zamanlarında böyledir...sonrası güzel olur umarım sizinde...kutlarım şairem...yine çok güzeldi...sevgimle hep...
Kapımda paspasım yırtık Tozum toprağım kayıp Gidesi var buralardan ruhumun Lakin yüreğimin fetvası aşka dair Misket oynayan umutlarım Artık ömrümü tutsak ediyor Yaşlı gözlerim hep uzaklara takılı Yorucu hayat kanatlarımda kırgın Yorgunum… Y o r g u n…
Şairem Gönüllerde yorgun mevsimi var gibi .Ben de yorgun gönlüm diye yazmıştım....YAZARI VE ŞİİRİ TEBRİK EDİYORUM.