Okuduğunuz şiir 18.12.2011 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Birgül AFŞİN
ASIN Şiirleri kollarından
tansiyonu çıkmış bir akşamın kollarında bir kelepçe bir oradan bir oraya sürülmekte nasıl kısıtlanır kopçalarının ökçeleri neden kırılır duygunun bilekleri kim o duvarlarıma iniltiler yazan
meczup olmuş sesindeki sese vurgun yemiş hayallerim
kimsesizlik ayyuka kalkmış direnir vurun kellesini dilin kemiğini bulan çözgülerin atlas yorganında uyumasın miskin beyhude geçen gençliğim kaldır başını ay doğan güne bir bak gör aynaya düşmüş serzenişlerini
eller ne zaman baş olmuş durur kirpiklerin maskarasında ve dolansın nabzında boza döken tırnakların hay hak dile benden ne dilersin diye başlayan masal mı ? sandın
ne ayakta ne başta tekerleğin izleri silindi artık paçavra sanatından kalan yamanın teyelleri artık bitti…
ve... buz kesti gözlerim donmuş çitlere takıldı parmak uçlarım dikendi sanki tanesi düştü toztoprak aktı yüreğime işte o an! gözlerim idama mahküm edildi…
meczup olmuş fersah fersah gezer ruhumun aynasında bir derviş
tası tarağı kırık aynanın bir parçasına yapışan gölgenle taht kuran bahtının bir kenardaki çöpten bacakları özrünü kabahatini karaladım kelamın ince fırtınasına akşam esintisinde bir fiskelik değdi şiir kızıl yamaçlarıma
n.altın BİNGÖL 16/12/2011 Ereğli
Edebiyat Defterinin Değerli Yöneticilerine, Seçki kuruluna, şiirimi okuyup değerlendiren şiir dostlarıma çok teşekkür ederim. Selam ve Sevgilerimle,
Şiirime sesiyle renk katan Sevgili Birgül AFŞİN’e sonsuz teşekkürler...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ASIN Şiirleri kollarından şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ASIN Şiirleri kollarından şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
merhaba bitanem ,nan geç kaldığıma çok üzüldün ablacığım hayaranlıkla okudum ve güzel yorumuyla birgül hanımıda alkışlıyorum her iki güzel yüreğe kucak dolusu sevgi ve çiçekler bırakıyorum meleğim şiir hakkını almış bitanem
meczup olmuş fersah fersah gezer ruhumun aynasında bir derviş
tası tarağı kırık aynanın bir parçasına yapışan gölgenle taht kuran bahtının bir kenardaki çöpten bacakları özrünü kabahatini karaladım kelamın ince fırtınasına akşam esintisinde bir fiskelik değdi şiir kızıl yamaçlarıma
GÜZEL YORUM GÜZEL ŞİİR TEBRİKLER.BAŞARILAR.SEVGİLER...
tansiyonu çıkmış bir akşamın kollarında bir kelepçe bir oradan bir oraya sürülmekte nasıl kısıtlanır kopçalarının ökçeleri neden kırılır duygunun bilekleri kim o duvarlarıma iniltiler yazan
meczup olmuş sesindeki sese vurgun yemiş hayallerim
kimsesizlik ayyuka kalkmış direnir vurun kellesini dilin kemiğini bulan çözgülerin atlas yorganında uyumasın miskin beyhude geçen gençliğim kaldır başını ay doğan güne bir bak gör aynaya düşmüş serzenişlerini
sevgili kardeşim seçkiyi hak eden çok mükemmel dizelerini haz veren yorumu yürekten kutlarım.
meczup olmuş fersah fersah gezer ruhumun aynasında bir derviş
tası tarağı kırık aynanın bir parçasına yapışan gölgenle taht kuran bahtının bir kenardaki çöpten bacakları özrünü kabahatini karaladım kelamın ince fırtınasına akşam esintisinde bir fiskelik değdi şiir kızıl yamaçlarıma
kaçarken ben şiirden yüreğimin en narin yerinden yakaladi bazen hüzünleri cizdi gönül defterime bazen neşeli anlarimi
harikaydi lime lime oldu düşüncelerim bildimki burda şiir okumak başka gönülden kutladim altınımı seslendirmede renk katmış sevgim ömürlük uzklardan gelsede sesim
Birgül'cüğümün güzel yorumundan dinleğim şiire hayran kaldım.Günün şiiri olmayı hakeden şiire,şaire ve yoruma çokça tebriklerimi bıraktım.İki güzel yürekli genç kalemlerin başarılarının daim olması dileklerimle, sevgilerimi sunuyorum...var olun efendim...
tası tarağı kırık aynanın bir parçasına yapışan gölgenle taht kuran bahtının bir kenardaki çöpten bacakları özrünü kabahatini karaladım kelamın ince fırtınasına akşam esintisinde bir fiskelik değdi şiir kızıl yamaçlarıma
Günün şiiri olmayı haketmiş,güçlü ve muhteşem bir eserdi değerli şairem.İnce yüreğinizi ve kaleminizi tebrik ederim.Sevgimlesiniz.
tası tarağı kırık aynanın bir parçasına yapışan gölgenle taht kuran bahtının bir kenardaki çöpten bacakları özrünü kabahatini karaladım kelamın ince fırtınasına akşam esintisinde bir fiskelik değdi şiir kızıl yamaçlarıma
Dost bir gönül deryası yüreğin nağmeleri bizi etkiliyor kutlarım güzel yüreğinin sesini sevgi ve saygılar sunarım...
tansiyonu çıkmış bir akşamın kollarında bir kelepçe bir oradan bir oraya sürülmekte nasıl kısıtlanır kopçalarının ökçeleri neden kırılır duygunun bilekleri kim o duvarlarıma iniltiler yazan
ELİNE GÖNLÜNE SAĞLIK KUTLARIM GÜZEL OLMUŞ DOSTÇA KALIN
İzninizle, şiire dair teknik anlamda bazı eleştiri ve önerilerde bulunmak isterim. Gerçi kısa süre önce sitede yaşanan "eleştiri" forumundan sonra, eleştirel yorum yazacak pek kimsenin kaldığını düşünmesem de, bunu göze almak istedim. Özellikle de, herkesin övgü yarıştırdığı çalışmaların altına aykırı şeyler yazmak kolay değil. Üç şekilde karşılık alıyorsunuz: a) Teşekkür, b) Hakaret, c) Suskunluk (suya yazılmış gibi) * * 1.bölüm tansiyonu çıkmış( bir) akşamın kollarında bir kelepçe (bir) oradan bir (oraya) sürülmekte nasıl kısıtlanır kopçalarının ökçeleri neden kırılır duygunun bilekleri kim (o) duvarlarıma iniltiler yazan -- Şiirde -genel olarak- "bir", "ve", "gibi"leri olabildiğince az kullanmakta yarar var. Özellikle de üst üste getirmekten kaçınmalı. Ayrıca sözcük tekrarlarından. İlk iki dizedeki "bir"lerin biri kalksa,
"tansiyonu çıkmış akşamın / kollarında bir kelepçe" biçimi. Burada, "tansiyonu çıkmış akşam" güzel bir buluş.
Yalnız, akşamın "bir oradan bir oraya" sürülmesi... Sanırım, hatalı bir Türkçe. Bir oradan / bir oraya... olmaz, "oradan oraya sürülmek" vardır, bildiğim kadarıyla. Öbür şekliyle, "bir oraya bir buraya" ya da "bir o yana bir bu yana" (saçına kan gülleri takayım) gibi. O nedenle "bir"ler çıkmalı, doğru bir söyleyiş için. Sondaki "o" da fazlalık sanki. Belki şöyle bir kurgu:
tansiyonu çıkmış akşamın kollarında bir kelepçe oradan oraya sürülmekte nasıl kısıtlanır kopçalarının ökçeleri neden kırılır duygunun bilekleri duvarlarıma iniltiler yazan kim -- Ya da ilk iki dize için şöyle bir öneri: 'tansiyonu çıkmış bir akşamın / kollarında kelepçe' * * 2.bölüm
kimsesizlik (ayyuka kalkmış) direnir vurun kellesini dilin kemiğini bulan çözgülerin atlas yorganında uyumasın miskin beyhude geçen gençliğim kaldır başını ay doğan güne bir bak gör aynaya düşmüş serzenişlerini -- Burada ilk dizedeki "ayyuka kalkmak" kullanımına takıldım. Doğrusu, "ayyuka çıkmak" Ayyuk: Göğün en yüksek yeri, noktası. O nedenle, 'çıkmak', 'yükselmek' biçiminde kullanılır.
Dizeyi, " kimsesizlik ayyuka çıkmış direnir" biçiminde okumalı. * * 3.bölüm
"eller ne zaman baş olmuş durur kirpiklerin maskarasında (ve dolansın) nabzında boza döken tırnakların hay hak dile benden ne dilersin diye başlayan masal mı ?( sandın)" -- Sanırım, en çok da bu bölümde zorlandım. İlk dize güzel ama alttaki iki dizeye bağlantısında hem zaman açısından hem de bağlam (3.dize ile) olarak sıkıntı var gibi geldi. İlk dizede "...baş olmuş..." mişli geçmiş zaman'lı eylem(fiil)den geniş zaman'a Sonrasında "ve dolansın" 'istek kipi'ne geçerken; sonda birdenbire "sandın?" a... Geçişlerde sıkıntı. Mutlaka yeniden çalışılmalı ve kurgulanmalı. Belki şöyle bir şey (ya da benzeri):
eller ne zaman baş olmuş durur kirpiklerin maskarasında dolandıkça nabzında boza döken tırnakların hay hak dile benden ne dilersin diye başlayan masal --------- Şiir, kuşkusuz bir "eksiltme" sanatıdır. Az sözcükle çok şey sezdirme sanatı. Anlatmaktan çok, duyumsatmak, çağrıştırmak. Örtük bir dil ama "savruk" değil. Okura da boşluklar bırakmak, acaba'lar... Elbette, duru bir Türkçeyle. Doğru bir Türkçeyle. Yalın, özgün bir söylem. Yeni şeyler, taze bir hava yakalamak. Sarsıcı bir dil. * * * *
4.bölüm
ne ayakta ne başta tekerleğin izleri (silindi) artık paçavra sanatından kalan yamanın teyelleri artık( bitti) -- Burada da sözcük ekonomisi adına; hem (silindi) hem (bitti)... Peşpeşe kullanmak, sanki iyi durmamış. Fazlalık. Ayrıca, üst üste kullanılan "artık"lar da öyle. "Teyel" gibi şiirsel bir sözcük varken, ikisini birden karşılayacak "sökülmek" eylemi var. Bence ikili bir kurgu, öneri:
ne ayakta ne başta tekerleğin izleri söküldü artık paçavra sanatındaki yamanın teyelleri -- Böylece, iki dizeye inince, dize sonlarındaki ( izleri/teyelleri/bitti) üçlemesindeki ses benzeşmesi de azalmış olur bir bakıma. Çok fazla ses benzeşmesi (veya yarım uyak/uyaklar) şiiri, mani'leştirebilir. Bu da Modern Şiire zarar.… ****
5.bölüm
"ve... buz kesti (gözlerim) donmuş çitlere takıldı parmak uçlarım dikendi sanki tanesi düştü toztoprak aktı yüreğime işte o an! (gözlerim) idama mahküm edildi…" -- Şiirde olabildiğince az "eylem"(fii) kullanmalı şair ki düzyazıya yaslanmasın yazdıkları. Burada gözlerin hem 'buz' kesmesi hem 'takılması'. Bence, biri yeterli. Buz kesmesi... Üçüncü dizeyi algılamakta zorlandım: "tanesi düştü toztaprak aktı yüreğime" Karlı-buzlu bir çevre, ortam varken yukarda. Birdenbire 'toztoprak' akması... Bence, buzun karşıtı bir şey olmalı toztoprak yerine. Belki "ateş", kor gibi bir şey. Sonra, gözlerin iki kez kullanılması da iyi durmamış, bence.
"gözlerim idama mahkûm edildi" dizesi, biraz arabesk/alaturka geldi. Girişte, "buz tutan gözler"den sonra da gereksiz. Bu bölümde de "eksiltmeli" bir söylemle, daha kısa, yoğun bir kurgu olmalı. Öneri (benzeri bir şey):
ve... buz kesti gözlerim donmuş çitlerde parmak uçlarım dikendi sanki tanesi düştü toztoprak aktı yüreğime ---
Son dize, yine de düşünülmeli. Toztoprak mı, Ateş/Kor mu? * * * * *
Son bölüm, bence şiirin en güçlü yeri. Kusursuza yakın bir söylem. Sadece belki "özrünü kabahatini karaladım kelamın ince fırtınasına" dizesinde, 'özrünü' yerine 'affını' gelebilir mi, diye düşündüm. Ses açısından daha uygun gibi. (Anlam açısından belki farklılaşma olabilir) * ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- En baştan söylemek istediğim şudur: Kimin için yazdım bunları? Elbette ve öncelikle şiirin sahibi için. (Belki, öyle bir talebi yoktur ama olsun) Peki, kimin için yazmadım? Ya da o bölüktekiler, okumasınlar. Görmezden gelsinler: "Ben, şair falan değilim. Öyle bir savım da yok! Benim yazma şevkimi kırmaya senin ne hakkın var?" diyenler "Adam, kahveye gidip pişpirik oynayacağına, şiir karalıyor... Ne istiyorsun, niye bilmişlik taslıyorsun?" -- "Şiir öğretilmez, o dize öyle değil böyle yazılır denmez..vs" nin ucundakiler...
Kuşkusuz öyledir ama şekerleme dörtlüğü/manzume ile has şiir arasındaki ayrım da gözetilmeli, yeri geldikçe - hatta sık sık- gösterilmeli. Ki şiirin aslında ciddi bir iş olduğunun bilincine varsın insanlar. Saygı duyulası, emek verilesi bir uğraş... -- Şiirin, incecik yolları, patikaları, dehlizleri, kuyuları var. Kolay değil iyi şiire varmak. Çok okumak; yazdıklarını zor beğenmek, yırtıp atmak. Ya da yazdıklarını demlendirmek, eleştiri almak günyüzüne çıkarmadan önce. Çok okuyup az yazmak. Edebiyat dergilerini izlemek. Sadece eski ustaları değil son otuz-kırk yılın iyi şairlerini de okumak, özümsemek. Şiiri, sadece sanaldan ibaret zannetmemek. Hep, kendinden iyi, çıtası yüksek eserleri okumak. Övgüden çok eleştiriyi önemsemek. İstemek ve beklemek. * Şiir (ya da neyse) yazarken; masamızdan sözlük ve yazım kılavuzunu eksik etmemek. Özellikle Osmanlıca sözcüklerin yazımında, mutlaka yazım kılavuzu ve sözlükten yararlanmak. Günde -yarım saat olsun- sözlük okumak. Böylece, hem yeni sözcükleri hem de belleğimize hatalı yerleşmiş kimi şeylerin doğrusunu öğreniriz. Şiirin ana yollarına dair bazı temel öğeler/kurallar var. Bunlara ilişkin ipuçları, uyarılar, gözlemler... Bu sitede mutlaka paylaşılmalı. Bir imece ateşi hep yanmalı, küçük bir şiir işliği açık tutulmalı, meraklısı için.
Kimin için mi? Sayıları çok olmayan, o uçsuz bucaksız azınlık için. Sitedeki ve Dışarıdaki.
Ne demişti Ahmet Telli: "Azız, o kadar azız ki / Mutluluk bile bizden daha çok"
***
"Asın Şiirleri Kollarından"a gelince,
Özellikle, son bölümüyle başarılı bir şiir. Dilim döndüğünce, yazmaya çalıştığım gibi; şair, daha "eksiltmeli" bir söylemi yeğlerse, sözcük/söylem tekrarlarına düşmezse ve yer yer yaptığı gibi "dağınık tümceler" kurmazsa, çok daha has şiirlere imza atacaktır.
* Sevgili Şairim,
Şiir,
"kızıl yamaçlarda bir akşam esintisi"nden başka nedir ki...
İlhan Bey, şiire dokunuşunuz çok hoşuma gitti. İncitmeden, kırmadan. Ne güzel dokunma o. Güzel eleştirinizi sabırla okudum. Kendi adıma çok faydalandım. Böyle güzel eleştirilerin her zaman olması taraftarıyım. Şiir bu güzel eleştiriden nasiplendiği için çok şanslı bana göre.
ne ayakta ne başta tekerleğin izleri silindi artık paçavra sanatından kalan yamanın teyelleri artık bitti…
Ben bu kalemi çok seviyorum Kurdela hak ettiği yeri bulmuş gerçekten bende kocaman yıldızlar yağdırıyorum sayfaya ************************************************************************************************************************************************* :)
meczup olmuş fersah fersah gezer ruhumun aynasında bir derviş
akşam esintisinde bir fiskelik değdi şiir kızıl yamaçlarıma... Sevgili Nalan bu derin anlamlı misralarını yorumsuz bırakıyorum, ifadem yetmez..Güne düşen sayfayı kutluyorum... Sevgimle Nalan'cım sevgimle...
Maddi varlığıyla, manevi dünyasıyla çağımız insanının içinde bulunduğu duygusal ve düşünsel halinin resmini çekmiş şiir yoluyla adeta şair; güzeldi, anlamlıydı, okumaya değer derilikteydi... Kutluyorum; güne çok yakışmış bir şiirdi... Saygılarıla...
Güneri Yıldız tarafından 12/19/2011 2:17:47 PM zamanında düzenlenmiştir.
tası tarağı kırık aynanın bir parçasına yapışan gölgenle taht kuran bahtının bir kenardaki çöpten bacakları özrünü kabahatini karaladım kelamın ince fırtınasına akşam esintisinde bir fiskelik değdi şiir kızıl yamaçlarıma
:((ben geç kalmışım balım yaaa:((çok özür... emeğine saglık güne düşen bu kalemi yürekten kutlarım...sevgim bitimsizdir yüreğine.....
tası tarağı kırık aynanın bir parçasına yapışan gölgenle taht kuran bahtının bir kenardaki çöpten bacakları özrünü kabahatini karaladım kelamın ince fırtınasına akşam esintisinde bir fiskelik değdi şiir kızıl yamaçlarıma
Harika dizelerle güne düşen bu güzel şiirin değerli şairini kutluyorum, selam ve saygılarımla.
güzel şiirinizi candan tebrik ediyorum efendim genelde seçili şiirlerde manaları algılayamıyordum yada az oranlı anlıyordum
fakat sizin şiirleriniz anlaşılır nitelikte ve hitap kitlesi anlaşılabilir şekli ile daha geniş bu yüzdende şiirleriniz nadidelik içeriyor tebriklerimle
Desem ki Bu bir Wirgina Woolf sürüklenişidir haksızlık mı ederim bilmem... O kendisini intihara sürüklemişti belki, burda şiiri sehpalara götüren biri var desem ... değil değil..
Sokakta geçen herhangi birine açılma isteğinin getirdiği ikircikli ruh hali, aşikar ile muğlak arası gel-git..
Teorik ve fikrî sızgılar meczup olanı cebren muhafazakar kılar... Neyse mevzu derin; şiir iyi..
Morlarını çıkartabilsek şiirin, açılacak dizelerin ağzı, o zaman da çözülecek dili..... Güzel şiirinizi ve yazan yüreğinizi kutluyorum. Saygılarıamla...
meczup olmuş fersah fersah gezer ruhumun aynasında bir derviş
tası tarağı kırık aynanın bir parçasına yapışan gölgenle taht kuran bahtının bir kenardaki çöpten bacakları özrünü kabahatini karaladım kelamın ince fırtınasına akşam esintisinde bir fiskelik değdi şiir kızıl yamaçlarıma
yine güzeldi güzel anlatımdı kızım dizelerin sevgimlesin
meczup olmuş fersah fersah gezer ruhumun aynasında bir derviş
tası tarağı kırık aynanın bir parçasına yapışan gölgenle taht kuran bahtının bir kenardaki çöpten bacakları özrünü kabahatini karaladım kelamın ince fırtınasına akşam esintisinde bir fiskelik değdi şiir kızıl yamaçlarıma
İyi ki de değmiş şiir kızıl yamaçlarına, çok güzel bir esintiyle bize kadar ulaştı. Yüreğine sağlık Nurcancığım çok güzeldi yürek sesin, gönülden kutluyorum. Esen kal huzur ve mutluluk içinde..
Yüreğinizi ve başarınızı kutluyorum...
Sevgilerimle