aşina dik duruşlarındaki gamzen çalar tenimi aldan kırmızıya,
sürgün düşer kirpiklerine, sürmeli gözler birbirinin meşkinde…




soysuz doğar gün apaçık surette
yetişmeye koşar adım
vakit zaman kortejinde darmadağınık
sert dokunuşlarda mest olur gözler aşina bakışına
gizliden aç kalan nefesin üflemesinde


aklımın heyelanında dolanır kıskançlık mağrur


alın teri nemli soğuk ayazında
serilir avlusuna özrünün
kalemi kırık birkaç kurşun ucu
saplar acılarımı tırnaklarıma
uykusundan uyanır gece sersefil


ufkun derin dönemeçlerinde kaybolur
damıtır necef terazisinde çığlıklarını
şiddetle çoğalır güneş evrenin ışık kümesinde
yine kolları kısa düşüncelerim
üşür saçlarınına dolanan kırmızısında
al al olmuş yanaklarından damlar aşk



takılır yutkunan dilimin ayazmalarına
utangaç birkaç cümle serilir
ehl-i gözlerin sürmenaj nazarında
fahiş fiyatlar tutuşturulur gölgelerine


sus artık yetiştir sevdanın pınarlarını akan çeşmelerin kurnalarına…



n.altın 15/05/2012 Ereğli