YORGUN DÖNÜŞLERİNDE
"Gökay Engin Karaçaltı’ya"
Sen evimize geldiğin zaman akşamları Açılan kapılardan mor zambaklar dökülürdü Yorgunluk kokusu sıcaklığında gözlerinin Uzak nehir kıyıları öyküleriydin Mendilinde kurumayı unutmuş Yağmur damlalarının ıslaklığı dururdu Sen evimize geldiğin zaman akşamları Şehirleri getirirdin uzaklığında gözlerinin Çeşmeler olurdu ceketinin bir ucundan akan Su sesleri derin vadilerden yankılanırdı Top oynayan kavgacı çocuklar olurdu Saçlarına gül takan komşu kızları Sen evimize geldiğin zaman akşamları Uzakları getirindin duraklarında ıslak mendiller Trenlerde yolcu gibiydin vagonlarda el sallayan Küçük istasyonların bekleme salonları Kapıları lale işlemeli evlerdin hep açık kalan Kaç zamanlı saatlerin tik tak seslerinde Sen evimize geldiğin zaman akşamları Gözlerinde ki solmayan bahçelerdi getirdiğin Boş kalan salıncaklar sallanırdı hâlâ… Sen evimize geldiğin zaman akşamları Neşet KARAÇALTI Samsun 14 Aralık 2011 |
Bir ara "AT"layıp gelse de tanışsak :)