SARKIT DİKİT
Panta rei
Mor esintilerle ışıyan kule Nevşehir taşları, oluklu tuğla demirin ezdiği kas, kemik, safra iner gecemizden öfkesiz, kübik biz yığdık bu harmanı soylu, deli çuprada, atmacada hep aynı yılgı acıksak toprakla dağılır ekmekle tuz tandırlar ateş, Utarit, Çolpan ve Erendiz rüzgârın çuhası yeşil, ağacı körpe suyun gözü eski, lipitten, sapiensten o akar biz dururken ya sarkıt ya dikit odur karışmayan geceye, tek baş tek vücut odur ruhun gömleği yakasız, ince o görür kapı berk, kitli pencere. |