)(-)(-)(-AH BEN-)(-)(-)(“”””ah sen ! gözlerinden öteye geçerek bir yol bul efsunlu bir vahada deltalara yağan yağmurlarda dur dokundur ellerini yeniden sular yürüsün ay seni sonsuz derinliğe mavi yeşil serinliğe doğru sürüsün işte o lâhza taş dolu zamanı çürüterek diriliştir”” Diyordu Çatlamış dudakları Önündeki çaydan bir yudum aldı O mavi gözleri denizle buluştu yine Bir oh çekti derinden Kıyıya vuran dalga sesine karışırken Bu iç çekiş Ufuk çizgisiyle temastaydı gözleri Bir ara irkildi birden Denize yansımıştı sanki Silüeti sevgilinin Bir tebessüm oluştu dudaklarında Bu bir haykırıştı Bu bir hatırlayıştı Bu bir yad ediş, bu bir anıştı Bu bir uyanış, bu bir yanıştı Zamanda dirilişti yeniden “Taş dolu zamanı çürüten” Ağustos sıcağının yaktığı vahaların Issız vadilerinde Muson rüzgarlarında durdu Kızılkumdan Hulin dağdan Tanrı dağa geçerken Haşartta maviye,sonra yeşile döndü Umudu Ay ışığının sonsuz derinliğinden Sıyrıldı us’u Tükesken Obasının kıl çadırında Desene gizlenmiş resmine bakıp Onu düşlüyordu Yine derinden Bir türkü tutturdu yine Yaksar,silis Aral göl’e akarken Yar sevdası yüreğini yakarken Gülüzarda bir kızıl gül kokarken Aklımda fikrimde yine sen vardın Ah ben Kayboldum bir tanem gülüşlerinde Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |