Yağmur Kuşutarihi kayıp bir kentin son sığınağında bomboş sözler düşürdüm sessiz akan suya yuvasını bozdum bir kırlangıcın kızıl akşamın sarkacında gölgenin gölgeme vurduğu sokaklardayım yine içimde sulamadan açan koca akasya anımsadım, ilk sen bozmuştun yuvayı illegal bir geceden sabaha ah sen, çağırmadan gelen yağmur kuşu bazen büyük bir çölsün, bazen derin kara bir su bıçaksırtı özlemlerin garip tortusu o bildiğin tepede küçük bir odaya sığmıştı hayat senden başka her ses hariçten gazeldi yüzünden yere düşen kocaman bir eylül’dü sığındığın her yürek talandı bilmelerden habersiz gittiğin her yol sarı göç rengi bozdum, katladım cebime koydum evimi sol yanımda kopan bu gürültü sesim değil unuttum sesimi yanmış bir gecenin dilinde şafakla yaktım saçlarımı baharın son gününde Nevin Koçoğlu |