Kar Yangınıateşi ve soğuğu kaynaştırdı toprak kan ve gözyaşını da sindirdi hepsini usulca insan üfürdüm uçtum bir çadır duldasında ah gözleri gülemeyen umudum sen ki dört demir direk beş parça telis gölgesinde tutuklu iken tenine ayaz taşıyan her kar tanesi bilesin taa yüreklerde erimekte metruk mahpusuna ateş düşende binlerce köz basılan binlerce bağır birinci derece yanık teninde utancımız yüzümüzden yerlere düşmüş gör ki taa yerleri süpürmekte iklimsiz bir coğrafyadır şimdi yaşam açacağı vakti bilemeyen tomurcuk insan gözyaşları topluyor kırılmış aynalardan bir kilidin içinde usulca dönerken zaman sen penceremi tıklatan kiraz ağacı avuçlarımdaki mor hercai yüreğimin buz aklığı içimdeki kar yangını insanlık ne yana düşer söyleyin hadi bir toprak ki çocukların gözyaşı gözünde donar bir toprak ki çocukların gözyaşı gözünde yanar söyleyin ateş düşmüş cümlelerim umuda kaç yüz bin var? Nevin Koçoğlu |