Varolma Sevinci
Varolma sevinci bizlerde büyük mutluluk,
Ölmezliğe, solmazlığa erdik bu îmânla... Hasretle yanan sînelerin hasreti yokluk, Geçmiş gidiyor en mes’ûd anları hicrânla... Binbir tûfânın kol gezdiği iklimlerinde, Ne bir şafak ağarır ne de bir güneş doğar... İnkâra açık dünyâlarında perde perde; Yeis nâralar atar, zulmet ışığı boğar... Varlık acı bir hülyâ, ölüm korkulu rüyâ; Bütün bir hayat boyu düşer, kalkar, sürünür... Ve dörtbir yanıyla cehennem kesilen dünyâ, Ölüm soluklar ruhlarına, ölüm üfürür... Bizim ötelere açık sinelerimizde, Ne tipi boran duyulur, ne de hazan ağlar. Zamanın kesiksizleştiği uhrevî yüzde, Her an ayrı bir bahar açar, neş’eler çağlar... Guruplar, vuslat perdesini aralar geçer; Şafaklar toyla, düğünle ağarır her gece... Ruh bu hülyâlarla en sezilmezleri sezer; Çözülür, çözülmeyen o bir yığın bilmece... Duygular köpürdükçe yollar inişe döner, İnsan kanatlanmış gibi tepelere inâd... Her dönemeçte pırıl pırıl ayrı bir fener, Sönmeyen ışık kaynağından ki, odur murad... |
Güzellik bekaya tenteneli değişik bir manzara
Gerçeğe aydın geçiştir,ölümle girince mezara
An o andır haşır olup neşir olunca Yaradanla..