Sarsıntı
Hizmet adına bir sarsıntı ânı
Evlerdi, yurtlardı gözümün nûru, Görmeden bahârı hazânı geldi. Yapılanlar sînelerin sürûru, Yapan yaptı şimdi bozanı geldi. Gül bahçesinde bir muson rüzgârı, Kırağı korkusu bülbülün zârı, Izdırâbdan hiç kalmamış karârı, Bu işin de artık mîzanı geldi... Saksıda güllerim buruşup gitmiş Hızır-İlyas bir dem buluşup gitmiş; Bahar yamaçlarla konuşup gitmiş, Bize Azrâîl’in ezanı geldi. Kapımın önünde sanki bir songün Simsiyah örtüler, ışıklar ölgün... Enbiyâ, evliyâ yurduna sürgün, Göç edip gitmenin zamanı geldi. Bana ne arkada kalan dünyâdan! Gözlerime büyü yalan dünyâdan; Benim’çün her zaman nâlân dünyâdan, Bir gerçek âlemin fizânı geldi. |