KaçışSerin karanlığıma bir çingene düşerdi gökyüzüne birikirdi hazineleri kışın dağların dağlarda birikirdi gölgeleri ürkütülmüş gölgeler kapımda çoğaldıkça yüreğime o tedirgin çocuklarda düşerdi kar yürürdü gözlerime tüyden ayaklarıyla kar yürürdü çünkü kar o temiz eldiveni gökyüzünün tüfengimin ıssızlığını büyütürdü bir dönülmez kaçışa uzanırdı çocuklar ve o üzünç bitkisi çocuklarda ölürdü artık üşümek çince bir çiçektir oralarda yolcuların taşıyamadığı bir çiçektir çünkü kardan yorulunca biz sıcak sulara inip sepet öreriz ve “gecenin uzun ağzı sulardı saksıları” ve hala ay dağınık saçlara benzer oralarda serçelerin ayaklarına bağladığı karanlık kimseyi çağıramaz kendi adıyla. 1963 |