sus..beni yalın bırak rüzgarın kuru ıslığı çarptıkça yüzüme ateş aldı çepe çevre sulu gözlü huylarım çekerken içini avuntu kazalara gerek yok tek ölüm yeter mazilik kadınım belki de şarabım yüzüncü yılını deviren hadi kırık dökük sözlerini topla dağılmadan son kalen söndür ışıkları karartma başlasın bu gece mum ışığı süzerken bedenimi hayal meyal yapış zarla kaplı özel köşeme işte o vakit dönsün eski ve sen benle yoğrul kıvama gelene dek dolunay sarhoş beyazını kuşanıyor kamer zırhı kayıp kim bilir kaç imza sindi kaç nazar değdi dolgun beline sema zifirini seçtiği an sustu ay sevişti oynak bir yıldızla dibine kadar adam ilk halin son haline yabancı saç sakal kafi değil adam olmak için veya açık saçık konuşmak adam dediğin geceyi yakmalı ahu bir dilber uğruna sus yönüm kayboldu hangi kanat aldı beni özüne oysa sürgün öteydi... lamour |
ilk halin son haline yabancı
saç sakal kafi değil adam olmak için
veya
açık saçık konuşmak
adam dediğin
geceyi yakmalı ahu bir dilber uğruna
........hani ne adamlar gördüm üzerinde elbise yok/ne elbiseler gördüm içinde adam yok misali...adam olmak için saç sakal kafi değil.....muhteşem ötesiydi bu dizeler benim için şu ara....çünki şaçı sakalı yerinde giyimide..ne yalancılar demeyeceğim..bir yalancı gördüm ..bir yılımı yiyen....ve eldekini kaçırmamak için yalaka durumda olan...sanki benim ruhumu anlattı bu satır..sevgilerle yazan yüreğinizi kutladım...farkında olmadan dertleştim affınıza sığınarak..ema