Elais...VIelais... geceyi beklemekten pervaneler gibi hep ışığa koşmaktan karalara bürünmekten her akşam yeniden yeniden yanmaktan... yoruldum.. elais kumlara adını yazmaktan her defasında silen dalgalarla boğuşmaktan gökyüzünden yıldız koparıp okyanus karanlığına gömmekten yanlızlığımı karanlığa gizleyip mumlara üflemekten yorgunum.. ah elais.... neden yollar hep senin gözlerinde biter... bir tutam gülüş ne eder... elais aklın beş para etmediği sözün bittiği yerdeyim tutunup öfkenin bir ucuna vefasızlığına baş kaldırmak hüzne yaslayıp yorgun düşlerimi anlının orta yerinden vurmak ... vurmak vardı ya ay zamanı... yorgunum yorgun... dağlarları beş taş gibi saçmaktan her gece.. düşlerimi alev alev yakmaktan gözlerimin saçağına sığınmış ümidi kanatmaktan her sabah yeniden güneşi tutuşturmaktan göz kestiremediğim uzaklara bin umutla kanat çırpmaktan ıslanmaktan her yağmurda ... koca çınar misali eylül de yaprak yaprak savrulmaktan yoruldum... elais.. her gece boşluğa tekme savurmaktan içimdeki gülen yüzlü coçuğu enkaz altında bırakmaktan kentler kurup yıkmaktan... yaralardan .. dünlerden yarınlara sözde kervan kurmaktan yoruldum ... yoruldum gözlerinde her gün ölmekten.... Hasan ODABAŞI |