YAYLANIN ÂŞIKLARIMezereden görünür Akkise ışıkları, Yazın uzak duramaz yaylanın âşıkları. Vursak Konakyanı’ndan çıksak Erikbeli’ne, Orada çalgıların sevda düşer diline. Tonya ile Kürtün’e sınırdır Erikbeli, Davulun, kemençenin ortak konuşur dili. Yükseklere çıkanda yayla rüzgârı alır, Pamuk yığını gibi bulutlar altta kalır. Bazen denize kadar göremezsin karayı, Gören hayrete düşer o güzel manzarayı. Sanki yerde değil de havada uçaktasın, Huzurla dolar taşar, mest olur gönül tasın. Akkise, Kumanandoz, Labazon, Derin oba, Mantakoz sıralanır, Eskala biraz sapa. Aynı dil konuşulur, değişik lehçeleri, Rengârenk halı gibi o yayla bahçeleri. Kadırga’ya gidende otur da bak Ören’e Ne mutlu oraları yine gidip görene. Otçulara coşkusu dolar Karadeniz’in, Her yıl durmaz giderdim zaman verseydi izin. Otçular şenliklerin en kapsamlı, en hası, Orada bir başkadır sevdalının sevdası. O şenliği dünyanın birçok ülkesi bilir, Çoğu Yunanistan’dan turistler koşar gelir. Yaylaya gidenlerin nasıl değişir huyu! Nice derde şifadır Bâlöhor maden suyu. Kazanlarda yemekler Honoftira’da pişer, O yemeğin kokusu Beypınarı’na düşer. Gidip de oralardan dönseydik Kadırga’ya, Güzelim yaylaları gezseydik doya doya. Sıcak basar yüreğim, serim yaylaya gider, Azar hatıralarım hep hayalimde tüter. Güneş eritemiyor Sis dağındaki karı, O kar da söndüremez içimdeki efkârı. |