BOŞLUĞUMU SEN DOLDUR!..
MAVİ’YE…
Umutlarımı buket yapıp en cafcaflısından, Kırılmaz bir vazoda sunuyorum sana, Mavinin emzirdiği çocuğum ben, Matemi bilmem… Seni hâlâ … Şimdi hüznü vuruyor akrep, Ve boşaltıyor tüm zehrini direncime, Aşkın panzehir olmaya giriftâr, Zamanın serin tokadıyla sersemleşen yüreğimde, Hicran yarası hükümdar, Seni hâlâ … Her adamda senden bir parça bulmaya, Her adımda sana varmaya çalışıyorum, Yanılgılar bırakmasa da peşimi, Ben her güzellikte, Hâlâ seni … Söylenmedik sözlerin düşüyle, Cân bulmaya çalışıyor dilim, Hadi anladım dilin sus pus, Ya gözlerin?.. Gözlerin de mi lâl Mavi’m?.. Biliyorum, Hatalarım besledi kararlarını, Hatırı sayılır misafiri bile olamadım yüreğinin, Sendeki hükümsüzlüğüme rağmen, Seni hâlâ … Seni hâlâ çok … ... Aralık 2010 |
düşlerin namluya sürülmüş çığlık çığlığa
bumudur hüznün diyalektiği? diye sormadan edemedim kendime.
çünkü insan bir başkasının dizelerinde de
kendi boşluğuna akşamlar silkeleyebiliyormuş demek ki..
lâl gözlere inat,ıhlara ve zeytin tadında aşklar taşısın
o kocaman kanadında güvercinlerin Zerga..Sevgilerimle..