Sararmak için yaşlanmaya gerek yok sanırım, Gençliğinin baharında da sarı bir eylülü devşirebilir insan, Gökkuşağını küstürerek beyaz avuçlarına … Öfkem bu yüzden ezberlerimi yıkamaya kalkan, Zamansız yağmurlara…
Bu gece fermanını mühürleyeceğim yeni bir yarımın… Aşkın ayrılık kokan kara güller ekili arka bahçesinde, Yarına eksik dünler yetiştireceğim kanlı ellerimle… Bir kez daha yarılacak, Silik bir siluet daha katacağım hayatın kırışık çehresine… …
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Beyaz beyaz kır çiçeklerini kırmızıya boyamışsın bu defa Zerga.. bahar taşıyan ellerin,o büyülü düşlerini hatırlatır da ıslık çalar yüreğin kanayan günlerine inat..çünkü Zerga,bu şiirinden sonra eskiden kalma, mavi düşlelerle coşkulu sözcüklere seni tarif ettim, şafak doğmadan verecekler sana.. Yarına rengarenk mevsimler yetiştir ilkyaza düşkün ömründen..Sevgilerimle.
Şafak doğan güneş mi diyorsun yani, o kadar yakın mıdır gerçekten kırmızıya bürünen ellerimin gökkuşağını tekrar avuçlaması... Ben o kadar emin değilim; ama varsın umuda duralım bu gece ilkyaz düşlerinin hürmetine, kayıp değil... Teşekkür ederim, sevgiler...
ölüyoruz az az, her gün biraz daha - sırtım ceset dolu - az çömelsem biri düşer hemen aşağıya ya da baksam güneşe kaldırsam kafamı içindekiler ...ne yana baksam ölü ne yana dönsem , ölü denizi yaşamak kendi ölülerim var bir de başkaları ve onların başkaları ölüleri - içim ölü , dışım ölü ... ölü denizi ya hani ... gökyüzüne gömülü buharıyla... bir vakit sonra çok vakit sonra ... bir kış basar , güneşi buz tutar hani ...ikinci kez bu kez yerinyüzüne
Şiiriniz o kadar etkilediki anlatamam sayın şairim.Yaşam her arbedesinde biraz daha alır bizden bizi, neydik, ne kalmışız ne olacağız ... böyle böyle ... ağır ağır işte en ağırından işkencenin en büyüğü keşke olağan seyrinde kestirmesi olsaydı bu yolun daha kısadan, daha acıtmadan, daha ne bileyim ...
Yetkin kaleminizi ve yön veren yüreğinizi kalben tebrik ederim.Saygılarımla.
Ne güzeldi yorumunuz, ne güzeldi "güneşin buz tutması"... Dediğiniz gibi keşke hayatı kestirmeden yaşamak mümkün olsaydı... Uzun soluklu bir yolda tökezlememek elde olmuyor ne yazık ki!... Kimbilir belki de sırtmızdaki cesetler bizi acıya duyarsızlaştırıyor... Hüznü istendik kılıyor belki de sırtımızda kambura dönüşen vazgeçemediklerimiz... Ağır ağır ölüyorsunuz, öyle bi kereden değil... Etkin yorumunuza ve yürekten paylaşımınıza çok teşekkür ediyorum... Sevgi ve saygılarımla...
Sararmak için yaşlanmaya gerek yok sanırım, Gençliğinin baharında da sarı bir eylülü devşirebilir insan, Gökkuşağını küstürerek beyaz avuçlarına … Öfkem bu yüzden ezberlerimi yıkamaya kalkan, Zamansız yağmurlara…
Bu gece fermanını mühürleyeceğim yeni bir yarımın… Aşkın ayrılık kokan kara güller ekili arka bahçesinde, Yarına eksik dünler yetiştireceğim kanlı ellerimle… Bir kez daha yarılacak, Silik bir siluet daha katacağım hayatın kırışık çehresine… … Etkili dizeler okuduk, şairini kutluyorum.Yunus diyarından selamlar.
Sararmak için yaşlanmaya gerek yok sanırım, Gençliğinin baharında da sarı bir eylülü devşirebilir insan, Gökkuşağını küstürerek beyaz avuçlarına … Öfkem bu yüzden ezberlerimi yıkamaya kalkan, Zamansız yağmurlara…
Bu gece fermanını mühürleyeceğim yeni bir yarımın… Aşkın ayrılık kokan kara güller ekili arka bahçesinde, Yarına eksik dünler yetiştireceğim kanlı ellerimle… Bir kez daha yarılacak, Silik bir siluet daha katacağım hayatın kırışık çehresine… …
Güzel şiirir yüreği kalemi kutluyorum Severek okudum Kalemin daim olsun Saygılar selamlar
bahar taşıyan ellerin,o büyülü düşlerini hatırlatır da ıslık çalar yüreğin
kanayan günlerine inat..çünkü Zerga,bu şiirinden sonra eskiden kalma,
mavi düşlelerle coşkulu sözcüklere seni tarif ettim,
şafak doğmadan verecekler sana..
Yarına rengarenk mevsimler yetiştir ilkyaza düşkün ömründen..Sevgilerimle.