Yokluğunun Kırkına Merdiven Dayadı Zaman...Yokluğunun kırkına merdiven dayadı zaman, Ve her basamakta dirhem dirhem azalarak, Yavaş yavaş silinmekte dev aynasına yansıttığım siluetin… Ben mi çok anlam yüklüyorum yaşantılara, Zaman mı eksiltiyor bir şeyleri, Bilemedim… Hayat söyleyecek son sözleri… Dinleyeceğim!.. Gözlerin vardı, Dökülecek tek bir damla yaşına kendimi astığım… Titrek alevlere meydan okurcasına yakardı canımı donuk bakışların, Şiirler yazdım en sessiz harflerle, Metruk ezgiler tutturdum kimliksiz türküler eşliğinde, Ve Dicle’yi şahit kıldım bir başınalığıma… Dicle ağladı, ben ağladım, Lal kesildik nihayetinde, Gözlerimizi konuşturduk peşi sıra, Kimseye duyurmamak için saklımızı… Hafızam zamana inat koşturdu belleğini dört nala, Senli her kareyi canlı tutmak adına tekrar tekrar yaşadım her anı… Bir kere yaşadığım ayrılığı, Bin kere taşıdım omuzlarımda, Ondandır ruhumun geçkin kadın görüntüsü… Kırklar Dağı’na yokluğunu sürdüm, “Kırkı çıktı, yeter, yetti bu hüzün hengamesi!” dedi, Evet, yetti tek başına, seyircisiz sürdürdüğüm pandomim, Hayat atacak son replikleri bundan sonra, Ben susturmaya yemin ettim ruhu çekilmiş sözlerini!.. … … . 02.11.12 |