Hasretin Rengi
İstedim ki, öldüreyim bu kenti,
Parmak uçlarının sıcaklığını hissedemediğim hiç bir geceden sonra, Sahiplenemesin yeniden güneşi; Tüm çıplaklığı karanlığında kalsın caddelerin, Aşkımızın hiç bir izi, Kanatmasın, gözlerimde unutulmuş senlerden birini... İstedim ki, öldüreyim bu kenti, Meğer ne kaftanmış hayallerim! Tut ki, yıktım ayaklarına koca Kelkit’i, Söndürecek mi, içimdeki ateşi? İsterdim ki, öldüreyim bu kenti; Terki hayal edip de seni, Hangi yokluğu tüketsem, Meğer sana gelirmiş öteki! Ben hangi güneşi söndürsem; Bir yalnızlık gecesine kızıp da, Hangi kenti öldürsem, Değişmezmiş, hasretinin rengi. |