Vuslat Mumları
Arala perdeyi, yollarıma bak,
Sevdanın şamdanlarını yak! Gün çekilince şehrin üzerinden, Denizler, dağlar aşacağım. Biriktirdiğim özlem şiirleriyle, Beni çağıran düşlerine koşacağım. Yıllara meydan okuyup solmayan, Yediveren bir gül gibisin. Biraz acı, fakat doyumu olmayan, Odun ateşindeki kahve-kül gibisin. Zaman her şeyi eskitir, Sana olan sevgimi asla! Yorgun başımı göğsüne yasla. Hasretinle ak düşmüş saçlarımı, Karanfil kokulu ellerinle okşa! Nazenin teninde can bulayım; Sığınacak limanım yok başka. Lal olsun hüzün, hep gülsün yüzün, Gece üstümüze yorgan gibi insin, Isırgan bakışlarında sızılarım dinsin! Gözlerin en güzel mehtap, Ölgün lambalar kahrından sönsün. Sarıl sımsıkı, sensizlik sıtmalarıyla Akdeniz’in sıcağında hep titredim. Alev kollarında çözülsün buzlarım! Nisan yağmuru vururken cama, Saatler dursun, aşk kudursun, Bahara dönsün ayazlarım! Kapını aç, yollarıma bak, Vuslat mumlarından ikisini yak! 16/04/2012 Muhittin Alaca |