EN POSA HALİYLE
Bağlarına girildi
Fışkın vermiş filizlerin Sarmalamış asma yaprakları Koruk oldu önce, beklendi sabırla Üzüm oldu sonra salkım Toplandı tek tek Umutluydu Çok sıcaktı, toplayan eller Bilecekti kıymetini Yapacaktı özenle, pekmez Veya yudum yudum içilen en lezzetli şarap dudaklarında sevdanın Siyah adımlarla geldi adam Kurşini oldu nedensiz gökyüzü İri damlalar düştü buluttan Zaman nemli, küf kokusu Hasat zamanı dedi Doldurdu! Doldurdu kabı Aldı ayaklarının altına Ezdi! Posası çıkana kadar ezdi Şaşkın! üzüm sordu Bağlarından toplayan sıcak ellerin mi bu ayaklar… Gün , güneşi ne yaptı? Mevsim bağbozumu dedi adam Şırasını önce içti, sonra şarabını Pekmezini de yedi Posasını bıraktı, akıllıydı Sıkılmış, suyu çıkarılmış haliye Umutla bekledi! Bilmedi haddini… Nedenler sordu Sorgular bıraktı avuçlarına Belki, duyurabilir sesi Duymadı! Sustu, en beyefendi haliyle Kravatını .. gevşetti ara sıra Bu kadar da sorulmazdı ki! İyice sıkıldı,,, Ayaklarından sonra, yüreği de karardı Gitmeliyim dedi olmuyor böyle Posasın işte… Çöpe atmaya bile tenezül etmedi Bırakıverdi öylece Kalakaldı! En posa haliyle Kuşlar gagaladı! Şimdi nerede? Ne halde bilmez kimse DOSTLARDAN İNCİLER... Posa dediğin.... Parmak sayısını geçmeyen oligarşinin adı/dır...adı Yadigar/dır yadigar İşçimin elindeki nasır/ı Köylümün dizindeki yamadır Sol kulvar/da koşanların sol böhründeki sancı Aşk/ta terk edilenin soy adı Çiğnenen gururun intikamıdır KADIR HAKTAN TÜRKELİ .. teşekkür ederim.. |