YÜRÜYEN ONUN HAYALİ
Demir grisi kıyılar
Rüzgarların altında gezinir Fırtınaya götüren yolu izler Saçları yüreğin boralarında dalgalanır Can çekilirken bedenden Avuçları hala sıcak Çöldeki son gül soluk Bir gonca düşer toprağa dağınık Yiten, günün bitimi Kemirir içini, boşa geçen zaman Kanlı gelincik, gelgitleri Dudakla sesin arasında Bitmişlik… Kulaklarında yokluk, adı Düşleri boğuk, yitik hayalleri Ateşin en harlısı yanarken Yolları sevgisizlikle kesişti Şaşkın! Çaresiz! Öksüz kaldı türküler Şehrin kirli duvarlarında, yalnızlığın yankısı Üşür nefesi, titrek dudakları Bitik vakitlerin sancısı, şakaklarına saplanan bıçak Dor atın ayakları isyan Kara kapkara, mavili hayali Yağmur ve gece siyahları yağdırırken üstüne Bin yıllık tutsak, mühürlü yürek Özgürlük şarkıları da artık yasak Martı kanatlarında, çığlık çığlık sitem Ama o gülmeli! Ve durmalı, ayakta dimdik Yakışmaz, ona hüzün Yanarken içi, kalkar ayağa Yürüyen artık onun hayali Değerli şair Edebiyat bilgininin kaleminden dökülen inciler.. çok teşekkür ederim.. Maviler yerini karalar almış, Karlar hep böyle kalacak değil ya. Doru at ahırdan çıkar birgün, Esir olmayız karalara. |