SEN YOKTUNbu gün yine her şey SEN’sizliğimi kakıyordu başıma; suların koynunda oynaşıyordu yakamoz’lar, cilveli, işveli raks ediyorlardı, dalgalar asırların arzusuyla koşuyorlardı sanki kıyıya kocaman ve özlemle açarak kollarını kucaklıyorlardı sahili doyasıya, can çekişiyordu aralarında firak, hazzın doruğundaydı sahil; dalgaların kucağında, ben sâfi SEN’dim bir CÂN gibi, SEN’se yoktun yanımda!... ay en doyumsuz saklambaç’ını oynuyordu bulutlarla; yarine cilve yapan can gibi kaçarak onlardan, yine onlara saklanıyordu, sarıp sarmalıyordu bulutlarda, vuslatın tadını çıkarıyordu. benim’se alev alev firak yanıyordu canım da, ben sâfi SEN’dim bir CÂN gibi, SEN’se yoktun yanımda!... yıldızlar el ediyorlardı birbirlerine, göz kırpıyorlardı uzaktan uzağa, fütursuzca kanını kaynatıyorlardı birbirlerinin, SEN’de adeta bir cemreydin kanımda, ben sâfi SEN’dim bir CÂN gibi, SEN’se yoktun yanımda!... akşam erguvan köşkünden hovarda bir arzuyla yanakları al al, el ediyordu geceye, cemre düşmüştü cemre üç harflik bir hece’ye!... bir türkü tutturmuşlardı kuşlar; coşkuyla sessizliğin kulak zarını delercesine, coşkulu bir melodiydi hayat; aşk makamı’nda. ben sâfi SEN’dim bir CÂN gibi SEN’se yoktun yanımda!... bir yağmur saltanatı vardı; doyumsuz; dallara, çiçeklere,dağlara ve yollara şebnemcesine buse’ler konduruyordu minik damlalar arzu dolu dudaklarıyla. benim’se dudaklarım fay kırığı gibi çatlamıştı aşk yalımında, ben sâfi SEN’dim bir CÂN gibi SEN’se yoktun yanımda!... rüzgar hercai bir ıslık tutturmuştu; fütursuzdu, raks ediyordu kendinden geçmişçesine; sanki sarhoştu, kainat baş döndürücü bir aşk yaşıyordu. benim’se; yüreğim SEN’inle dopdolu, tüm hücrelerim adı’nı anarken çığlık çığlığa, kollarım bomboş’tu!. bir hasret türküsü vardı dudaklarımda, ben sâfi SEN’dim damar’la kan gibi, SEN’se yoktun yanımda!… |
sevda ancak böyle muhteşem dile getirilirdi..
okumak büyük keyifti..
kutlarım.
saygılar..