İDA'NIN ONURUNA 10Şiirin hikayesini görmek için tıklayın " KAZ DAĞLARI MARŞI" Anne-Babası Fransız ve Polonya asıllı olan Piyanist-Komponist Frederıc Chopin’in " OPUS 35 C-MOL YAS MARŞI" ndan esinlenerek yazılmıştır. Şiirimdeki Yana Yatık-İtalik Satırları daha iyi anlayabilmeniz için, İnternet’ten bu Eseri bir kere dinlemenizi rica ederim.
Türkiye’de bile bağzı Cenaze Törenlerinde bu YAS MARŞI eşliğinde İnsanlar, Yitirdikleri Kişilerin Tabutlarını saygı ile taşıyarak, adım-adım onlardan veda ederler. "OLACAK BİR ÖLÜMÜ ÖNLEMEK İÇİNDE" Protesto Yürüyüşlerinde Chopin’in YAS MARŞI Sembolik olarak çalınır ve boş Tabutlar taşınarak yürünür. Burada anlatılmak istenen; "DAHA DA BÖYLE TABUTLAR’IN TAŞINMAMASI İÇİN" İnsanlığa yapılan bir uyarıdır.
Bakınca
"RAM, RAM, RAM" "Derisi Yüzülü" Kaz Dağlarına "RAĞ-RA, RAĞ-RA RAĞ RA " Yürüyüş Temposuyla "RAM, RAM, RAM" adım Adım "RAĞ-RA, RAĞ-RA, RAĞR RA" kahrolur-utanırım. Kazılır... Kazındıkça daha da, yanar! İlkin kızarır üstü "Nar Kabuğu" gibi, solar-sararır, çürür-kurur-kabuklanır, Koparınca Kabuğunu, İrin çıkar içinden, çürük Et kokar Yara, "RAĞR-RA, RAĞR-RA, RAĞR RA" Kanar "RAM, RAM, RAM" diye götürülür Hastahaneye. "Arsen’in Keyfi" dir bu, Altın karıştı Kana, alınır Memiş Karantina altına! İltehaplıdır Yara, sap-sarıdır Sargı açılınca; "- Açık kalsın Memiş, sarma bir daha! Güneş,Temiz Su, sıhhatli Hava, bol Gıda... En iyi Doktor, her derde Deva!" İlaçanır-Sarılır-sarmalanır Yara, iyileşince Sargısız Taburcu olur Memiş, çalışır yine açık Yara ile Altın Ocağında. Yıkar Arsen’le Toprağı, içer Bakır Çayı’nın Altın Suyunu, solur Binbir Pınarlı Cennet İda’nın Ahı’ nı Şifa niyetine Kaz Dağlarında Hanımı Hanife mi? Sizlere ömür! Altın içinde yatsın, Fıkara. Dört Hastalıklı Çocuktan sonra Arsenli Toprağa gömülür. Memiş cahil, İlkokul Mezunu. Kaz Dağlı, n’etsin, kendine güvenmez, Hangi Cephede "kimin-için-niçin?" savaştığını bilmez. "Galipmi şimdi-yenikmi yoksa?" habersiz, Altın Bileziksiz, Mesleksiz, İşsiz, güvenir hala okumuş Amca ve Dayılarına. Seçmiştir, getirmiştir ya başa, "- Başa gelen çekilir!" der çeker onları. Çekilmez olunca Sancı, kanar içten-içe, yanar Yara. Yatırır Doktor Amcalar onu Ameliyat Masasına. Pense-Maşa-Kıskaç-Bıçak ile Karnını keserler, Ağızları Maskeli, beyaz Önlüklü Hemşireler Yarayı deşerler, emer plastik Hortumlar Zehiri, taşır pompalı Şırıngalar taze Kanı, Eldivenli Eller diker, kazıyıp-alıp çürük olanı, kurtarırlar kalanı. Sancısı var Memiş’in şimdi, Canı çok tatlıdır, dayanamaz, ama bağırıp-çağırıpta ağlayamaz. Olmaz-Memişciğm, olmaz. Erkeklik var Soyunda! "KONUŞMAK Gümüşse, SUSMAK Altındır!" Güven sen hala Amca-Dayına VE İNAN "RAM, RAM, RAM" KAĞ-RA CİĞ-E Rİ "RAĞ-RA, RAĞ-RA" DEĞ-LİK, DE ŞİK "TRAL-LA, LAL LA" YAĞ-ŞAR İN SAN "LA-LA, LAL LA " KAZ DAĞIN DA! "RAM, RAM, RAM!" |