EY ÖLÜM! NE GÜZELSİN!Kırık dökük hayatların ardından, Kurşunlanan umut kırıntılarını, Bahar dalı coşkusuyla Yüreğime hapsediyorum… Sen misin bende firarda olan, Yoksa yüreğimin buza kesen sesi mi? Korkuların çöreklendiği sevdamda, Sana geliyorum her gün ayırımında. Canım kanıyor, yüreğim titriyor, Verilen son nefes gibi… Kıyısı yaşanan bir ömürden, Bize kalan ahlar vahlar! Dostlukların ve sevdaların bam teli suskun, Masada bırakılan ucu kırık kalemler… Boşa harcanmış yürekler… Ağız dolusu yığılan sözcükler, Pazar bulamıyor, yürekler donmuş… Acımıyor ruhum artık, Süresiz kanıyor ılık ılık. Yönümü çevireceğim bir güneşim yok. Rüzgarın merhametli kucağında, Savruluşlarımın mekanı yok. Kayıplarım hep kendi yüreğimde, Taziyelerim hep kendime… Ne hesap soracak bir yürek, Ne sığınılacak bir liman var. Yalnız değilim artık. En iyi dostum, sırdaşım, Kendimle birlikteyim. Kaprisim, hüznüm, sitemim… Kucaklaşıyorum kendimle… Vurgunlar yemiş yüreğimin sesi, Hiç kurumayan gözyaşı pınarım, Hüzün deryasında soluksuz kalan dilim, Korkak ruhlara firar etmiş kalbim, Yüreğine karalar sürülmüş, Utancın girdabinda… Sevdaları sele, ömrümüzü ele verdik. Mutluluk adına ne varsa, Cömertçe döktük yabansı eteklere… Bıraktım dilenciliği, Susturdum sevgi dilenen sesimi, Ve parçaladım gereksiz seven yüreğimi. Kendimi kendime emanet ettim. Güvenli sandığım kucaklarda, Dikenler derdim, değdikçe yakan, kanatan… Karşılık görmemiş yürek şahlanışlarımın Sesi duyulmaz. Hep aymazlarda, hep kayıplarda, hep zararlarda… Sürgün sevdaların yıkıntılarında, Yalan olacak bir ömür, Sayılı günlerle sonsuz buluşmanın hayali, Bir ana kucağı gibi sarmalar ruhumu. Aklını sevdalar uğruna heder eden zavallı ben. En yakın, en munis, en dost. Tek ve son durak, Gel gitlerin olmadığı, Bana vefalı, Kimseyle paylaşmayacağım yer… Ne güzel gülüyorsun ey ölüm… Ve ne genişsin, Ey sonsuz ikametgahım… remzihan |
Bu kadarı bahtsızlık olur diye düşündüm.
Hayatın içinde bunlar da var tabii...Güzel kurgulanmış ve acılı finale taşınmış kurgu.
Tebrik eder saygılar sunarım.