Gel Gitme Bu Şafak
Çek parmaklarını omuzlarımdan
Gitmeyecekmiş gibi gülümsemen yalan getirdiğin her şafak Bir siyaha yenileceksin sonunda biliyorum İnanmıyorsan bekle Bak geliyor yine tüm kızıllığı ile seni yenecek şafak Hürriyetine bağlı kölelik Bütün renkleri taşısa ne çıkar Rüzgârların emrine amade duygular Bir meçhul türkünün bestekârı gibi hayat Var içinde yokluk Yoklukta varlıklar var Ağlar Gecesi azalıyor gözlerimin Gün bitmiş rüyalarımda Sokaklara uzattım ellerimi tutsun diye Aksime seda Aksiseda gölgem Ağlamak kolay her hale kederden ya da mutluluktan Keşke Keşke ben gülebilsem Çizgileri hep yol ayrımlarıyla donatırmış insan Makbulde kararsızlık kararda makbullük Düşünceyi sarmak da varmış kâğıtlara Elde sigara, önde küllük Issızlığında en kalabalık yerin Bir nefes tüttürmek Hal ve ahval böyleyken gel gitme güneşim Bir tam gün aydınlat sahillerini dudaklarımın Unutkanlığımı yalanlara örtüyorum cılız bir yatakta Tesellim bu ancak Sahibi benim sahipsiz haykırışların Sahipsiz gözyaşlarının Ve adımların Adımlarımın... Gel gitme Gitme yalan da olsa saçakların Ben en altındayım inan Bütün alçakların Dün gibi yine Heyhat! Dün gibi yine bu şafak |