OŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Nevin Subaşı’na...
Bambaşka bir saygıyla... Bildiğiniz gibi değil...
yok gibiydi
dünyanın gürültüsünden uzak kuzeyli bir yalnızlığa sığınıp güneyi doğuyu ve batıyı sessizce dinler görünmeyen nedenleriyle amaçlar bırakırdı kendine çoğalıp kendi kendine yetebilmek için yetmedi yetinemedi yetişemedi kendisine damarlarını hücrelerini dokularını yokladı onun için paslı bir iğne tarafından arada bir iltihabı alınan irin dolu bir kabarcıktı yaşam çığlıklarını ağrıları içinde eritir beynindeki yosunlu yarıklardan sızan ufuneti kendi manevi ağırlığı içinde koklardı bir zamanlar idealistçe attığı kişilik dikişleri tutmadı bir bir dağıldı hak ve fiil ehliyetine sahip değil özgün bir adımdan yoksundu kaç kişilikti içindeki büzüşmüş acıyı kime rezerve edecekti pencereyi açtı sokağı odasına topladı binlerce katı nedenin izdihamını yaşadı yok gibiydi kulaklarında guguklu uzak bir çağrı yanaklarını yokladı tuzlu kimyasal bir yanılsama ellerini ıslattı rengi akmıştı gözlerinin uyanıklık ve uyku içinde aynı güne yine aynı renkle uyandı yok gibiydi ama kim’di? mç-fhrn-jir |
Mukemmel olani
OKUDUM.