HIZLI YAŞADIM, ÇABUK YORULDUM.. !Şakaya alacak kadar, vaktim olmadı, Gaz lambalarında olduğu gibi, Hoyratça, çılgınca ne haddime İdareyle kullanıyordum, her dakikamı. Sorumlulukla yaşıyordum, Ta çocukluğumdan bu yana. On yaşında başlayan, Yaşamın ciddiyetiydi Olgun bir eda duruyordu, Saçımın karasında, gözümün elasında Bir de, yapıştı iki yakama Başımın tatlı belası, Çocuksu düşlerimde. Yirmilerde, farkına varışımdı, Yaşamın ciddiyeti, Ve şakaya gelmeyeceği. Günlerce yanağıma değmezdi, İçten bir tebessümün masumiyeti. Hızlı yaşadım, çabuk yoruldum..! Bir rüyayla gözlerimin önünden Uçup giden okul yılları, Koşar adımlarla iş çıkışı, Gündelik yaşamın telaşı. Hepsi bir yana; Halen ayaklarımın tozundaydı, Yedi Tepeli şehrin, kum taneleri. Emirgan da, tanıdık simalarla sohbet edişim, Kız Kulesi ni uzaktan seyredişim..! Konak meydanında soluklanışım, İnce belli bardaktan Yudumlanan, çayın doyumsuzluğu Her defasında şen kılardı, beni Günün, ikindi saatine dem tutan, Sözün muhabbet otağıydı, Damağımda tadı kalan. Saz meclisinden, notalardı, Beni alıp, hülyalara götüren, Eyfel Kulesi nde yol boyu yürüyüşlerim, Hep ayaküstü, biraz balık ve roka Vakit dar olduğu anlarda, Yarım ekmek, birkaç siyah zeytinle Doyurdum, zamana sığmayan günlerimi. Hep ayaküstü ve hızlı yaşadım, Sularla çevrili bir şehirde Az mı gezdim, gondollarla Roma nın merkezi, Venedikte, Yaşımdan oldukça büyüktü, Yazgımın görülesi, günleri Yalın ayaktı, koşan adımlarım Bir selam çaktım, şafak vakti Çekik gözlü, Uzak Doğu ülkelerine. Ayaküstü bir akşam yemeğinde, Biraz pilav, incecik çubuklarla, Güneşi geceye, devrettiğimiz bir tadla Başka kültürlere uçmak üzere Bir minik hatırayı, aldım heybeme Bedenimi saran bir Kimono ile, El salladım, ardımda kalan Yabancı şehirlere. Onların deyimiyle ; ’’ Sayonara ’’, Dünyanın bir diğer ucuna. Şakaya alacak kadar vaktim olmadı, Hızlı yaşadım, çabuk yoruldum Hep ayaküstü, sohbetlerim Dostlarla buluşmalarım, Gündelik yaşantım, Ayaküstü, akşam yemeğim Ekmek arası, iki ziyah zeytin Leylak kokulu bahçedeydi, Fatma teyzenin ikramı Bir bardak suyun aziz lezzeti, Koşarak eve geldiğimde Kapı eşiğinde, İki dakikalık, hatır sormamın Ödülüydü, Elini öperek ayrıldığım gün bitiminden. Ne çok kazancım oluyordu, İyi ve kötü günlerime Dost biriktirmelerim. Yağmurdan kaçıp, doluya hiç tutulmadan Zamanla yarışıyor, hızlı yaşıyordum. Yalın ayak gökyüzünde koşuşlarım, Belkide bundandır, Çabuk yoruluşum ve tahammülsüzlüğüm. Yaşımdan oldukça büyüktü, omuzlarıma Akşamın kızıllığıyla çöken Aldığım nefesimdeki, sorumluluğum Yaşamak gayesiyle, payıma düşen misyonum, Belki de bundandır, Çabuk yoruluşum ve tahammülsüzlüğüm... DİCLE AYYILDIZ |